Blogda Aramak İçin TIKLAYINIZ

İskandinav Edebiyatı


İskandinav Edebiyatı



Hint kitabı Puratana Lastra da hikâye edilir : Himalâya “Hamawt„ silsilesinin yüksek yaylalarında yaşayan Yodha, cengâverlerini toplayarak yayladaki memleketlerin ve bilhassa Asgartha şehrinin zenginliğini onlara anlatır. Onlar Güneş şehri olan Asgartha'ya karşı yürürler ve üç gün sonra bu şehri zapt ederek harap ederler. Fakat sonraları Brahmenler bir ordu teçhiz ederek Yodha'ya karşı yürürler ve onu mağlup ederler. Yodha yenilir. Bunun üzerine bütün emlâkini bırakır ve yalnız kıymetli eşyasını alarak kardeşi Skanda ile Şimale kaçar. Onu takip edenler Himalaya'ya geldikleri zaman ne bir ihtiyar ve ne de bir çocuk bulurlar. Skanda iltica ettiği memlekete kendi ismini verir. Bu memleket de bu gün tanıdığımız İskandinavya dır. Kardeşi Yodha'dan - Cermen filolojisine göre - İlâh Odin oldu. Asgarthadan ise İlâhların oturduğu şehir, Asgard meydana geldi.

İzlanda da tekemmül eden eski İskandinavya şiiri mitolojik şarkılara, Eddas'a, Skandinavya şarkılarına ve Sagas'a (== hikâyemsi Novell olup bunlar eski Cermanların mensur eserlerinin en yüksek örneğini gösterir) ayrılır.

Eddalar, bunların en eskisi Völupsa “Wala'in Kerameti,,, redifli kafiye*lerle yazıldı -tahminen İsa'dan sonra (1000) senelerinde - ve hiç bir milletin borçsuz kurtulamayacağı işaret edildi. Bunlar, Völupsa'nın Hind, Hıristiyan ve eski Yunan gösterilerine bağlı olduğunu ispat ederler. Wala, Odin'i cehennem kuyusundan celp ederek ona İlâh ve insan cinsinin istik*balini gösterir. Bu ise Yunan Sibyllerine uyar. Onun kerametleri iklim bakımından değişir. Fakat her ikisinde de dünya mahvının ahengi 1000 senelerinde şark memleketlerinde umumî olduğu gibi, bir ateş efsunu içinde denize batar. Lâkin meddücezir yeni bir dünyayı meydana getirir. Bu Hint inancıdır - As'lar tekrar “Altun tahta oyununda putlaşır,, bu da hayattır. Bu benzerlik aynen Yunan Heraklit'i ile Acem Hafızında mev*cuttur.

Bu imajlar insan cemiyetlerinde başka başka tezhürler vücuda getirmiştir. Bunun gibi “Havamal,, da bir çok kisveler içinde insanlara vaatlerde bulunan Odin ile Halife Harunülreşit arasında derin bir benzerlik göze çarpar.

Kahramanlık efsanesi kahramanları Helgi, Köpek öldüren, Sigurd, Gunnar, Brynhilde, Gudrun, Nibelugen ve Grundlied efsanelerinde malum, olan kahramanlar gibi hareket ederler.

Skalda şiiri şairane bir tablonun fevkalâde tasviri ile şöhret bul*muştur. Meselâ bu mecazlar gemi için “Dalgalar arabası,,, “Kayalara çarpan domuz,,, “Denizaygırı,,, bilezik için de “Kol yılanı,,, oklar için de “Kemer kuşlar,, der. Bir kızı bir talih İlahesi ile mukayese ettiği zaman, her ikisini de aynı şekilde izah eder. “Bir talih İlahesi gibi,, demez, bil*âkis onu bir “Talih İlahesi,, olarak kabul eder. Bu şiirin artistik tekniği, Expressionizmle şayanı hayret derecede bir akrabalığı oluşudur.

En meşhur “Skalda,, lardan birisi de eski İskandinavya şairi Egill Skaldagrimsson (900-932) idi. Onun hakkında söylenen bir efsaneye gö*re, o İlâhlar kralı tacının önünde bile başını dik tutmakta imiş.

Snurre Sturlassön (1250) İzlanda'nın “Heimskringla,,, Kral kitabında en büyük şairdir.

Meşhur efsaneleri şunlardır: Trithjof efsanesi ve Wölsungen efsane*leri. Kahramanlık efsaneleri şeytanet kârene efsaneler içinde süslenir.

Norveç halk şiirleri efsanelerden tekemmül etmiştir. Köylüler onla*rın müellifleridir.

Köylü çevresinden Petter Dass (1647-1708) yetişti. O şimalin trampetsini terennüm eder. Danimarka komedya şairi Ludeig Holberg (1684-1754) satirik dramlarıyla şöhret bulmuştur. En meşhur dramı “Dağın İeppesi,, dir. Bununla insanı ıslah etmek gayesini gütmüştür. Fakat iyi insanlar ıslah edilemez, sema onları cezalandırmak için “Kopenhağın yangınını,, (1728) gönderdi. O bütün eğlenceyi ve tiyatroyu yasak eden Pietizmin = taassup zaferini takip etti.

1770 de nazır Struensee sansürü kaldırdığı zaman genç sosyalist Malte Conrad Brunn “Aristokratik Katechizm,, hükümete, ruhani yete ve asalete karşı ilk ihtiraslı hücumuna başladı. Joh Ewald, Klopstock'un tesiri altında Barden şarkıları “Kong Kristian,, gibi şiirler yazdı. Dünya seyyahı Jenes Baggesen (1764-1826) Alman tesiri altındadır. O romantik Oehlenschlager (1779-1850) in şiddetli muarızı idi. Bunun seçkin eserleri hikâye oyunu “Aladdin,, ve şimal destanı «Helge» en parlak bir meşalesidir. Papaz S. Gruntvig Hıristiyanlık'tan doğan bir sürurla Danimarka lisanı ile şu şarkıyı terennüm etti: Neşe içinde tatlı ve sefalet içinde tatlı

Hayat içinde tatlı, ölümde tatlı

Şânı şöhret kelimesi içinde tatlı. Bir kunduracı çocuğu olan Hans Christian (1805-1875) tanınmış bir hikâye şairidir. Onun “Asker,, unvanlı şiiri Almanların halk şiirlerin*den biri oldu. Fakat rekik ve zeki hikâyeleri: Daimi Ücretli askerden, Bezelya üzerindeki prenses hikayeleriyle “Resimsiz Resimli kitap„ ı daha popüler oldu.

Romantizme karşı mukabil cereyan gecikmedi: Fredrik Paluden — Müller (1809 - 71) bu cereyanı “Adam Hamo,, ile idare etti. Yarattığı kahraman iktidar isteği dolayısıyla arkadaş ve sevgilisini ele verir. Meir Aaron Goldschmid kendi hayatından aldığı tahkir edilmiş ve ehemmiyet verilmemiş (Yahudi) nin romanını yazdı.

Danimarka şairlerinden Christian Winther “Çam denizi,, şiirleri ve “Geyiğin Kaçışı,, romanlarıyla, şair filozof Sören Kierkegard “Bir Baştan Çıkaranın Kitabı,, ile şöhret buldu.

Georg Brandes “19 uncu Yüzyıl Edebiyatının Esas Cereyanları,, ile natüralizme ve kendi kutbuna karşı ve estetizme yolu hazırladı. Fakat bütün problemlerin üstünde onun kuzey tabiatı ve mitolojisi ile büyümesi İskandinavyalı için bir birlik gösterir.

Holger Drachmann'ın Sahil Hikâyeleri denizi titretir. Venedik bile ona kuzey hikâyesi olarak görünür. Jenes Peter Jakobsoen (1842 - 1885) darvinizm nazariyesini güttü ve hikâyelerinde tabii ilimler metodu için*de yürüdü. O büyük bir şairdi. Novelleri de metoda “Mogens,, rağmen seçkin eserlerdir. “Madam Marie Grubbe,, ve “Niels Lyhne,, romanları onun asabi elini ve fevkalâde duygusunu gösterir. Niels Lyhne, Tutuş*turan, Tutuşarak kaybolan, Artık yaşamayan fakat yaşanan zamanın ta*mamen bir insanıdır. Kitabı harap olmuş bir ağacın en tatlı meyvesidir.

Martin Andersen == Nexö Çobanda, İşçi Pellede, Fatihte ferdiyeti mümtaz sosyal sınıfa karşı müdafaa eder. Bu sefaletten Laurids Brunn mestaver basitliğe ve “Vaat edilen Adaya,, buradaki sakin istirahata kaçar. Joh. V. Jensen buz devrini “Çığ” ilk ve son insanı ve mitolojiyi takdis eder. Aage Madelung “Çizgiler,, adlı eserinde Yahudi programını= Yahudi takibini çizer.

Emil Tasmussen Grolandlıların, kuzey buz denizi fecrinin, buzun, aylarca uzun süren gecenin hikâyelerini toplar. Bu hikâyeler yalnız kötü*yü tasvir eder. Çünkü, Groland'ın tabiatı insandan daha kuvvetlidir. Burada oturan insanlar, tabiat onlara eziyet vermiş olmasına rağmen, (ufak bir refaha kavuşan gibi) gülerler.

Herald Bergstedt “Alexandersen„ de bir zavallı köy terzisini sihirli bir manto üzerinde uçurur. Bütün maceraları tattıktan sonra usanmış olarak yurduna iade eder. Nobel mükâfatını kazanmış olan Carl Gjellerup. Buddharomanı “Kamanita Hacısı,, romanıyla Avrupa'da meşhur oldu. Sophus Michalis erotik “İhtilâl Düğünü,, ile şöhret buldu. Bugün İzlanda'nın en mühim şairi Guannar Gunnarson “Şaşkın,, ve 1920 de Goethe'nin Faustunu İzlanda diline çeviren Bjarni Jonsson fra Vogi'dir.

Fiyorlar memleketi olan Norveç 1814 de Danimarka'dan İsveç'e geçti ve ancak 1830 da edebiyat bakımından müstakil olabildi. Danimarka kültürü menfur addedildi. Danimarka ile Norveç arasındaki bu muarıza Norveç muhitini tanıyan şairlerin doğmasını mucip oldu.

Vereland Danimarka Halk şairlerinin en mühimidir. O şiirlerini garip bir İskandinavya Rhytmi içinde yazar. Bu şiirler, dinleyenlerin kula*ğına bazen kısa ve bazen da uzun dalgalar halinde çarpar. Andreas Munch efsanelerini, yaz günlerinde aldığı ilhamlarını kış fırtınası içinde örer. Norveç hikâye toplayıcısı P. Ch. Asbjörson'dur. Papaz oğlu Björnstjerne Björnson (1832-1910) köy hikâyelerini «Arne» ve dramlarını yazmağa başladı. Bunlar eski efsaneleri «Kral Sigurd» namı altında köklendirir. O tedricen Avrupa illerine doğru genişler. En mühim dramı «Fallissement», «Yeni Evlenenler» dir. Bunlar artık Norveç tipi de değildir. O, bütün politik, dinî ve ahlâkî fikirlerin Agitatorudur, Temiz lirik ve balad şiirlerinde meselâ Niels Finn de ve kar içinde yatan, karda batan “Patenaşçı,, da büyük bir sanatkârdır. Heinrik İbsen (1828-1906) in dramları yalnız mizaçta değil, tahassüste de ayni şekildedir. O dramatik sanatı Bergen de tiyatro şairi olarak öğrendi. «Yaban Ördeği» piyesi ile sene*lerce Kontinentin sahnelerinde hüküm sürdü. Trajedi olması icap eden «Ummacılar» tevarüs nazariyesini köklendirir..

Bu eser bir katastrof dram değil bilâkis hüzünlü bir oyundur. İbsen'in semaların namütenahiliğine binalar kuran seçkin eserleri: Solenss, Halk Arkadaşı, “Anlaşılamayanı Kadın Nora ve eksantrik Hedda Gabler,, dir. Onun kuzey Faustu olan “Brand = Yangın,, Bengel Peer Gynt ile en son dramları da «John. Gabriel Borkmann» ve “Eğer Biz Ölüler Kal*karsak,, dır. İbsen'in mevzubahis ettiği problemler bu zamanda artık bizim için problem sayılamaz. Onun problemleri insanlara çok aykırı gürünürler. İçimizde yaşayan ve görülmeyen vehim ve hayaller, bizim vehimlerimizdir; onlar problemlerimiz olmuştur. Kunt Hamsun zikre şayanıdır. Modern mitolojisi ve misterileri vardır. Misterilerinin kahramanları, ruhu içinde “mahvolur,, ve o soğuk iklimde yetiştirilen bir tropik ağaç gibi felâkete gider. Eski zamanın İlâhları tekrar aramızdadırlar ve onların Mülâzım Glohn gibi isimleri vardır. Hamsun bütün otoriteyi hor görür, İbsen'i Tolstoi de tezyif eder.

Diğer zikre şayan şairlerde Hans Jâger, bir müstehzi olan Alexander Kielland ve nazik bir melankolik olan Sigbjörn Obstfelder “Salip,, dir.

İsveç edebiyatının başlangıcında, Almanya'da Jhan Christian Günther bulunduğu gibi, aşık, ayyaş, Bacchantik cemiyetinin reisi ve Güzel İlahe - Nymphe Ulla Winblane'ın aşığı idilci ve hümanist halk şairi Carl Michael Bellmann (1740 - 1795) görünür. O şehir civarındaki Ve*nüs'ün kolları arasında sarhoş olarak ölünceye kadar Eros ve Thanatos ile beraber içti. Ölümle dostça içen ve sıhhati bozuk ve ciğerlerinden mustarip daima öksüren Korporal (== Küçük Zabit) Movitz'i sabahleyin bir orman borusu veyahut klarnet sesleri uyandırırdı. Lavtasıyla kendi hırçın ve tuhaf ilâhi şarkılarını (Fredmann'ın Manzumeleri = Epistelleri) terennüm ederdi. Diğer Bussmezamirleri de “Bedbaht Lucidors,, (Lasse Johansson) veyahut mükedder kumruların kumrucuğu (Charlotte Nordenfiycht) olarak çınlar. Bunlar içinde İsveç karı uçar. Mâler gölünün buzları çatırdar. Punç dumanlanır kurtlar ulur, yarı çıplak kızlar güler ve kaba adamlar bir eski Yunan maskeli karnavalı içinde gürültü ederler ve bu eğlenceye ölüm kemanıyla iştirak eder:

Bırak dünya sıcak dönsün —Notabene : soğuyuncaya kadar— Sevgilini görmelisin, —Notabene : ihtiyarsa— Gül, iç, sev, yürü! —Notabene: mezara kadar...— 1809 deki ihtilâl Alman romantiğinin tesirine yol açtı. Buna Schelling ve idman babası olan Jahn büyük bir samimiyetle iştirak etti. İsveç romantiğinin sayısız şiirleri devam etmedi. Zamanın en seçkin epikçisi “Şimal Devi,, Per Hanrik Ling'in şiirleri buna karşı çınlar. İcat ettiği İsveç sıhhi jimnastiği bugün bile bütün muhitlerde göze çarpmakta ve tatbik edilmektedir. Romantiklerden Esajes Tegner (1787-1846) ile “Frithjof,, efsanesini yazan ve ruhu zulmet içinde ölen ayyaş ve hayatı bir Rus salıncağı gibi sallanan K, j. L. Almquist (1793-1866) dır. Dramları, köylü hikâyeleri, destanları ve problematik taslakları “Dikenli Gül kitabında,, serbest fantezileri vardır.

Joh. Ludwig Runeberg (1804-1877) realizm problemlerini ele aldı. August Strindberg (1849-1912) Çobanları rüyalarından uyandırır. Yanıyor! yanıyor diye bağırır. Yanıyorum !Yanıyorum ! O, ilk Hıristiyan’ın Neronun bahçelerinde yandığı ve bir yaşayan şule gibi yandı, Deruni hisleri en zarif sarsıntıları kayıt ve işaret edecek gibi bir sismograftır. O yalnız kendisi için ıstırap çekmez, insanlıkta. Allah ta, cinde kadında protoplazmada, hepsinde mustariptir, Onda asla şekillendirilmeyen müşterek hayatın ıstırapları, kadınla erkeğin beraberce yaşamak mecburiyetinde kaldığı hayatın ehemmiyetsiz ve manasız trajedilerin ıstırapları vardır. “Ölüm Dansı,, Birbirine bağlı mahkûmlar gibi hayat içinden giderler. (Advent, Gespenstersonate) Hayaletler bütün insanlardır. Bunlar üzerinde bazen hakiki bir insan - boğucu gaz içinde solmak için -bir çiçek gibi açar. Onların hepsinde bir hastalık eseri, tevarüs ettikleri veyahut sirayet eden muzlim bir kabahatin izleri vardır; haset, habaset, “saltanat (Hayalet sonesindeki İhtiyar), hassasiyet ve şehvet perestlik (Madmazel Juli). Yolu Şama gider: Nihayet mütereddit tekrar inancı öğrenir. “İnferno,, yu yazdı. Tamamlanmayan eseri “Rüya Oyunu,, dur. unun içinde Idranın kızı, ıstırapla dolu bir kadın hayatını tahayyül etmek ve yaşamak için, sukut eder: Bu ise sayısız dünya edebiyatının en güzel rüya oyunudur.

Strinberg gibi hırçın ve kindar olmayan mülayim aşık “Kardeşçiğin Kitabı,, Gustav af Gejerstem ve “Hans Alienus,, destanının şairi ve “Karl VII.„ romanının müellifi Werner von Heydestam (1859) seçkinler*dendir. Per Hallström roman ve Noveller yazdı: Karanlıktan çıkıp nur içinde yollarını şaşıran gece kuşları.

Madam Selma Lagerlöf (1858) İsveç'in en güzide bir kadın şairidir. Onun haklı olarak “Efsane,, tesmiye ettiği “Gösta Berling,, namındaki eserinde, bir İsveç halk destanı yaratmıştır ki bu asırlarca devam edip gidecektir. Gösta Berling, Papaz ve Kavalir, Rüya görenler ve Failler adlı eserlerde Belmann'ın, Tegner'in ve Alquist'in tesiri görülür. Bunlar İsveç’in ruhudur. Selma Laferlöf'ün son eseri Fince ve İsveççe yazan şair Zachris Topelius (1818-1898) un biyografisidir.

Rasmussen'in Grönland da gösterdiğini Expressionist Paer Lagerquist “Ebedî Gülüş,, te tasdik eder. İnsanlar Allahı ararlar ve onu ihtiyar bir baltacı içinde bulurlar


*
Academics Art History  Blogs - BlogCatalog Blog DirectoryAcademics Blogs - Blog Top Sites