Blogda Aramak İçin TIKLAYINIZ

Yunan Edebiyatı


Yunan Edebiyatı



Yeni Yunan edebiyatının incelenmesinde hemen dikkat edilmesi lâ*zım gelen bir nokta varsa, buda yeni Yunan edebiyatının başlangıç tari*hidir. Büyük ve daimi bir tarihe sahip olan Yunan edebiyatının devir başlangıçlarını tam ve doğru bir suretle tespit etmek kolay değildir. Bunun için bu mesele üzerinde mevcut olan iddialar pek çoktur.





Edebiyat tarihçileri yeni Yunan edebiyatına başlangıç olarak kabul ettikleri ayrı ayrı tarihî vak'alar şunlardır :

a) Bizans ın Kuruluşu (M. s. 330),

b) XI. Yüzyıl,

c) İstanbul un Fethi (M. s. 1453)

d) Yunanistan’ın İstiklâli (M. s. 1821)





Yunanlıların yeni edebiyatına başlangıç olarak iddia edilen bu ta*rihlerin çokluğu, müelliflerin tasniflerinde kabul ettikleri muhtelif esas*lardan ileri gelir. (Din, dil, şekil, millî birlik vesaire.)





Yeni Yunan edebiyatına başlangıç olarak M. s. 330 yılı kabul edil*dikleri sonra pek basit çizgilerle bu zengin edebiyatın umumî bir tablo*sunu çizebiliriz.





Yeni Yunan edebiyatı başlıca ve birbirinden' çok farklı 5 büyük devreye ayrılır:

1 Bizans devri

2 Girit devri 3 Fener devri 4 Adalar devri

5Atına veya millî devir.





Bu devirlerde paralel olarak bir de anonim olan halk edebiyatı ve bilhassa halk şiiri inkişaf etmekte ve bu 1821 yılında yeni Yunan ede*biyatının verdimi güzel örnekler üzerinde kurulmaktadır.






1
Bizans Devri (14. - 15. Yüzyıllar)

Müddeti pek uzun süren bu devirde birbirinden çok farklı ve ayrı birçok eserler vücuda getirilmiştir. Bunlardan bazıları eski klâsik eserlere uygun bir tarzda yapılmıştır. Fakat bu devrin edebi Yunan eserleri yal*nız klâsik eserler üzerlerinde yazılmış eserler değildir. Bizansta komşu milletlerin tesirlerini taşıyan eserlerle hakikî Bizans vasfını taşıyan ori*jinal eserlere de tesadüf edilir. Bu suretle birçok destanlar (Büyük sken*der, Ahilef, Velisarioş v. s.) frenklerin "Chansons de geste„ şiirlerine benzeyen hikâyeler, tarihî eserler (Hronikon tu Moreos, Timurlenkveilâh) didaktik, mistik ve lirik şiirler meydana gelmiştir.

Ayrıca Bizans edebiyatında hususî bir mahiyet taşıyan ve önemi pek büyük olan bir nevi dinî şiir inkişaf etmiştir ki bunun en meşhur mü*messili (Romanos ve Melados) tur. Bu büyük şair kilisenin (Pindaros) u sayılmaktadır.

Bizans edebiyatının bu devirdeki diğer pek önemli bir eseri de (Vasilios Diyenis Akritas) ismindeki destandır. Bu destan 1500 küçük şiirden mürekkep olup tahminen Xi. yüzyılda yazılmış bulunmaktadır.

Şiire paralel olarak bu deyirde inkişaf eden Bizans nesri ile bilhassa ilmi eserlere ehemmiyet verilmiştir. Bu nesir büyük bir edebî kıymetten mahrumdur.

Bizans edebiyatını bütün teferruatiyle öğrenmek istiyenler bilhassa (K. Krumbacher) in "Geschichte der Byzantînischen und Neugriechischen,, eserinden istifade edebilir.








2 — Gîrît Devri (16.-17. Yüzyıllar)
Bu devir yeni Yunan edebiyatının en parlak devirlerinden biridir. Bu edebiyatın hakiki inkişafı bu çağda olmuştur. Eski klâsik medeniyetinin sona ermesiyle tiyatronun da sonu gelmiştir. Malûm olduğu gibi eski Yunan tiyatrosunun vasfı dinîdir ve eski tiyatro bu karakterini uzun müd*det muhafaza etmiştir. Hristiyanlık, politeizm ile alâkası olan tiyatro gibi bir müesseseyi tabiî olarak kabul etmezdi I Bizans imparatorluğunun bin yıllık uzun tarihinde tek bir tiyatro bile mevcut değildir Tiyatro yerine cambazhane hâkim mevkie geçmişti Girit devrinin asıl ehemmiyeti bu devrin tiyatroya tekrar ehemmiyet vermesinden ileri gelir. Bu kıymetli çağın tiyatrosu "Girit tiyatrosu, is*miyle anılır.

Adada hâkim bulunan Venediklilerin bu tiyatroya tesirleri şüphesiz pek büyük olmuş, fakat bu tesirden başka bu devrin piyeslerinde klâsik tîyatronun da izleri çok kuvvetli görülmektedir. Bu piyesler saf ve temiz bir Girit lehçesiyle yazılmış ve Yunan dil tarihinde pek kıymetli vesikalarıdır. Bu suretle bu çağ hem tiyatro hem de dil sahasında hizmet etmiş emektir.

Girit çağının en meşhur piyesleri şunlardır: Erotokritos; Omorfi 'oskopula; Tisia tu Avram; Erofili








3
Fener Devri (18. - 19. Yüzyıllar)

Bu çağın ihtiva ettiği muharrirler Fener, İstanbul ve İzmir şehirlerinde doğmuş olan muharrirlerle bunların sanat usulüne uygun bir tarzda ser vermiş olan müelliflerdir.

Fenerliler bu devirde Rumların en ileri gelen asil sınıfını teşkil ediyordu- Bunlar tercüman, doktor, sefir, vekil ve Babıâlide hizmet eden yüksek memurlardı. Birçok lisan bildikleri için garp medeniyetini yakından tanımışlardı. Ve ilk defa olarak batı medeniyetini yeni Yunan edebiyatına getirenler de bunlar olmuştur. Fenerlilerin yeni Yunan edebiatında hizmetleri yalnız bundan ibarettir. Bugün bunların edebî kıy*metleri umumiyetle pek zayıf sayılmaktadır. Kullandıkları lisan ağır, anlaşılmaz ve uydurma bir dildir. Eserleri millî ruh ve heyecandan daima uzak kalmıştır. Bugünkü edebiyat tarihçilerin çoğu bunların ara*mda tek bir şair bile gösteremezler. Bu müelliflerin fikirlerine göre 'enerliler halkın edebiyat ve diline karşı koymalariyle Yunan edebiyatına ardım değil zarar vermiştir!

Bu çağın en tanınmış şairleri (Aleksandros Suços, Panayot Suços, Vleksandros Rangavis, Kleon Rangavis, Karosuças, Tomtalidis) isimlerindeki şairlerdir.

Bunlardan (Zalokostas) saf bir lisanla birçok şiirler de yazmış ve halk tarafından çok sevilmiştir.

Ahilef Parashos, devrinde yüksek bir şair sayılmış ve büyük bir romantizm ile aşk, vatan ve ölümü terennüm etmiştir.








4 — Adalar Devri (18. - 19. Yüzyıllar)


Yeni Yunan edebiyatında pek önemli bir devirdir. Bu devirde Ve*nedik ve umumiyetle İtalyan tesiri oldukça büyüktür. Fakat tesir taklit*ler değil, hakikî eserler yaratmıştır.

İtalyan kültürünün yeni Yunan edebiyatı bakımından verdiği yegâne netice Yunanlıları tekrar san'ata sevketmektedir.

Umumiyetle Adalar Çağını diğer çağlardan ayıran sıfat, ince ve zengin şiir san'atıdır. Bu çağın şiirlerinde hem his, hem folklor, hem de lisan zenginliği mevcuttur: Terceme hareketi ise mahdut, fakat önem itibariyle pek büyüktür.

Adalar edebiyatının önderi Dionisios Solomus'tur. Bu yüksek şair eskiden beri Yunanların millî şairi sayılmaktadır. Arkadaşı ve müellif Yakovos Polilas şairin çok hassas bir tabiatı ve her şeyi öğrenmek arzusu*na kapılmış bir münevver olduğunu yazar. Solomos genç yaşındanberi İtalyan edebiyatiyle Alman felsefesine hayran olmuştur. Gençliğinde ilk şiirlerini italyanca yazmıştır. Fakat çok geçmeden kendi dilinde yazmıya başlamıştır. Solomos çağında yeni Yunan edebiyatı güzel ve edebî bir lisana henüz sahip değildi. Solomos halk dilini, edebiyat lisanı olarak kullanmış ve bu sahada muvaffak olmuştur. Şairin ehemmiyeti bu bakımdan çok büyüktür. Solomos bu teşebbüsünde Flauriel tarafından «Chants populaires de la Grece moderne» ismi altında bir ciltte toplanan ve büyük bir rağbet görmüş olan Yunan halk şiirlerinden çok istifade etmiştir.

Solomos'un eserleri umumiyetle tamamlanmış eserler değildir. Bunla*rın en çoğu plân halindedir. Eserlerin bu vaziyetine bugüne kadar he*nüz ciddî bir sebep gösterilmiş değildir. Solomos hayatta iken yalnız üç şiir bastırmıştır. Şair yüksek bir fikir aristokratlığına sahip olup kendi eserlerini kendisi çok az beğeniyordu. Fakat bıraktığı eserlerle muhtelif kitaplarında onun büyüklüğü ve yüksek hayali hemen göze çarpar.

Tamamlanmış büyük eserleri şunlardır: (Hürriyet Kasidesi) Bu şiir 158 kıtadan ibaret olup yunanlıların istiklâl marşıdır.

(Lord Byron'a Mersiye) Bu eser 166 kıtayı ihtiva eder.

Tamamlanmamış büyük bir eseri de (Kuşatılmış Hürler) ismindeki şiiridir. Bu eserin mevzuu (Mesolongi) muharebesi etrafında döner. Şiirin başlıca şahsiyeti, Lambros adında bir kahramandır. Lambros aynı zaman*da hem bir kahraman, hem de bir haindir. Ruhunda bir taraftan hainlik diğer taraftan feragat hâkimdir. Eser umumiyetle bir trajedidir. Mevzuu: Lambros günün birinde 15 yaşında bir kızla tanışır. Bundan üçü erkek biri de kız olmak üzere dört çocuğu olur. Harb başladığı sırada Lambros vatanına hizmet etmek arzusuna kapılır ve ailesini bırakarak dağIara çıkar... Günün birinde orduya güzel bir genç gelir ve düşmanın taarruza geçeceğini haber verir. Çok geçmeden Lambro'ya hıristiyan ol*mak istiyen bir kız gelir. Lambros bununla sevişir, fakat kısa bir zaman*da bu güzel kızın kendi evlâdı olduğunu anlar. Eser üç şahsın ölümü ile neticelenir. Kız bir göle atılır, Lambros ölür ve karısı Maria da çıl*gın bir vaziyette ölür. Basit çizgilerle eserin mevzuu bundan ibarettir.

Görüldüğü gibi Solombos'un ilhamı yüksek ve kuvvetli bir şairdir. So-lomos'tan başka bu çağın diğer meşhur bir şairi de Andrias Kalvos'tur. Kalvos orijinal bir şairdir. Devrin diğer şairleri umumiyetle Solomos'un tesiri altında kalmış şairlerdir. Bunların isimleri sırasıyla şunlardır: Terçelis, Tipaldos, Manusos, Markoras, Valaoritis, Laskaratos, Marcakis, Ma-vilis, Maryatis, Siyoros, Spatalas ve saire.

Bunlardan Valaoritîs, Laskaratos, Mavilis orijinal şairler olup eserleri pek kıymetlidir. Valaoritis'in kahramanlık destanları yeni Yunan edebi*yatında meşhurdur. Laskaratos hiciv sahasında çok muvaffak olmuş ve Mavilis pürüzsüz ve çok güzel soneler yazmıştır.






5 — Atina veya Milli Devir (19. - 20. Yüzyıllar)
Bu çağın birincisi eski, ikincisi orta ve üçüncüsü yeni olmak üzere üç kısma ayırarak tetkik etmek daha doğru olur. Esasen millî çağ diye kullandığımız terim, bütün bu çağa değil, bu çağın son senelerine veri*len isimdir. Fakat gaye yeni yunan edebiyatının genel bir tablosunu çizmekten ibaret olduğundan bu devri tek bir çağ halinde tetkik etmek içip eder. Evvelâ şu önemli noktayı zikretmek lâzımdır: 1888 tarihinden beri yeni yunanlılar san'atta daha geniş ve daha açık ufuklar araştırmaya çalışmaktadırlar. Bu edebî çağın öncüleri Viziinos, Provelengios ve Kristalis ismindeki şairlerdir. Bunlar kudretli kalemleriyle güzel eserler vermiş ve yeni yunan edebiyatında hizmetleri pek büyük olmuştur,

Viziinos hem şiir hem nesir sahasında muvaffak olmuş bir muharrir*dir. Kristalis halk şiirlerini örnek olarak kuvvetli bir lisanla fevkalâde ve olgun şiirler yaratmış ve bu suretle yeni Yunan edebiyatında eşsiz bir güzellik bırakmıştır. Fakat bu çağın asıl kurucusu Kosti Palamas'tır. Palamas yunan edebiyatının en mümtaz siması olup çok cepheli bir şah*siyettir. Bütün ömrünü san'ata vakfeden bu şair pek önemli ve ölmez bir külliyat yaratmıştır. Tarih, din, felsefe gibi genel ve geniş bilgileri eser*lerinde mevzu olarak bin bir renk ve ahenkle terennüm etmiştir. Eserle*rinde fikir, vatan ve tabiat aşkı daima hâkimdir. Şiirlerinde yunanlıların bütün tarihi bugüne kadar geçirdiği bütün safhalariyle çizer. Bütün şiir ve vezin şekillerini kullandığı gibi nesir ve tenkitçiliğe de ölmez sayfalar bırakmıştır. Palamas yaşadığı çağı dolduran büyük bir müverrihtir. Bu yüksek şair sanat ve fikir sahasında yalnız milletinin değil, bütün dünyanın en ileri gelen simalarından biri olmuştur. Eserlerinin en önem*lileri Kiralın Kavalı ile Çingenenin Oniki Sözüdür. Birincisi, Bizans ta*rihi içinde terennüm edilen millî bir kasidedir. Çingenenin oniki sözü sembolik bir şiir olup ifade ettiği mânaları tespit etmek kolay bir mese*le değildir. Eserin şahsiyeti güzelliğe hayran kalan, isyan eden yıkıcı bir Çingenedir. Çingenenin ruhu Niçeain bir kahramanı olan Zaratustra'yı hatırlatmaktadır. Eugen'e Clöment tarafından "Douze Paroîes du Tzigane,, ismiyle fransızcaya tercüme edilen bu eserde büyük bir muhayyile ve il*ham hâkimdir. Avrupa müelliflerinin Palamas hakkındaki tenkitleri pek çoktur. Bunlar şairi göklere çıkarmaktadırlar. Rene Pnaux'a göre Pala*mas çağımızın en büyük şairidir. Gustave Glotz (edebiyata mal olmnş bir şahsiyet)|diye hüküm verir. Romain Rolland ise Avrupanın en yüksek şairi olduğunu kabul eder. Hakikaten bu eşsiz şair vücuda getirdiği eserleriyle yeni yunan edebiyatını son derecede zenginleştirmiştir. Son zamanlarda ölen bu eşsiz şair hakkiyle edebiyat içinde ölmez bir yer kazanmıştır.

Atina çağının öncüleri yukarda söylediğimiz gibi Viziinos ile Pro*velengios ismindeki şairlerdir. Bunların asıl ehemmiyeti yeni Yunan ede*biyatına getirdikleri yeniliklerden ileri gelir.

Palamas'ın açtığı yolda yürüyen şairler (Drosinis, Stratiyis ve Polemis)

tir.

Drosinis bilhassa lirik bir şairdir. Polemis büyük bir samimiyetle aşkı terennüm etmiş ve halk tarafından çok beğenilmiştir

XIX. yüzyılın sonlarından itibaren yeni yunan edebiyatında bir çok yeni şiirler yer almağa başlar. Griparis, Hacopulos, Malakasis, Porfira,

Papandoniu, Skipls bu çağın en ileri gelen şairlerindendir. Bunlar hisli

sembolik ve lirik olup yeni yunan Parpnasinin en mümtaz simalarıdır. Bu devrin diğer mühim şahsiyetleri Sikelianos, Çirimokos, Dafnis, Petmezas, Atanas, Uranis, Varnalis, Kazancakis, Karyotakis, Ağras, Filiras, Golfis, Yakovidu, Vretakos ve Riços isimlerindeki şair ve muharir-

lerdir.

Millî devrin itiva ettiği şahsiyetler yanlız bunlardan ibaret değildir.

İkinci derecede olan şair ve muharrirler de vardır.

Umumiyetle I. Cihan harbinden sonra Yunanistan da eşi görülmemiş

bir fikir cereyanı doğmuştur.

Ana vatandan uzaklarda kalmış ve dünyanın muhtelîf yerlerinde yunan edebiyatına hizmet edenlerin en önemlileri: Palis, Eftaliotis, Simiriotis, Fotiadis, Mamelis, Melahrinos, Bekes, Aryiropulos, Alitersis, Antias ve Kavafis'tir.

Nesir : Birçok edebiyat tarihçilerinin fikirlerine göre yeni yunan edebiyatında nesrin kurucusu "istiklâlin kahramanı,, isimli eseriyle kendine önemli bir yer yapmış olan Stefan Ksenos'tur. Nesrin inkişafı için çalışanların en meşhurları: Zambelios, Ramfos, Rangavi, Kaliyas, Vlahos, Aninos, Roisis Vikelas ve Viziinos'tur.

Kaliyas'ın en kıymetli eseri "Tanos Vlaka,, ismindeki romandır. "Papisa loana "Roidisin pek rağbet görmüş bir eseridi. Bunlardan başka Papadiamandis ile Moraitidis'in nesir sahasında hizmetleri pek büyük ol*muştur. Her ikisi folklor alanında büyük muvaffakiyetler kazanmıştır, Eser*lerinde millî hayat, kuvvetli renklerle tasvir edilmiş bulunmaktadır. Bunlar yeni yunan edebiyatının ilk nesilleridir. Likudis, Miçakis, Kamburoglu ve Yandilakis bunların yerine geçmiş olan muharrirlerdir.

Nesirde yeni devir Psiharis ile başlar. "Seyahatim,, ismindeki meşhur eseriyle bu büyük edip halk dilinin sonsuz ehemmiyetini ilân etmiştir. Bu çağın başlıca muharrirleri: Psiharis, Palis, Eftaliotis, Vlastos, Vlahoyanis, Hristovasilis, Karkaviças, Ksenopuîos, Hacopulos, Teotokis, Nirvanas, Hris-tomanos, Traiiandons, Tangopulos, Paroritis, Vutiras, Pikos ve Kokinos ismindeki ediplerdir. Bunlardan Ksenopus yeni yunan edebiyatında içti*mai romanın kurucusudur. Bu devrin diğer kudretli nesirleri Horn, Melas Naku, Sairu ve Kazancaki ismideki yazarlardır.

1930 yılından beri nesri yükselten pek kuvvetli genç kalemler mey*dana çıkmıştır. Mirivilis eserlerinde eşsiz bir realizm ve kudretle harp facialarını tasvir ederek cihan edebiyatında yüksek bir mevki kazanmağa muvaffak olmuştur, Venezis güzel bir ifade ile esaret ve muhacirliğin acısını anlatan ölmez sayfalar vermiştir.

Son senelerin diğer meşhur naşirleri Kastanakik, Karayaçis, Politis, Peçaîis, Terzakis, Floros, Kondoglu, Yanopulos, Lundemis, Grigoris, is*mindeki muharrirlerdir.

Umumiyetle yeni nesil romancılık ve hikâyecilik sahasında pek bü*yük muvaffakiyetler kazanmış bulunmaktadır.

Yeni yunan edebivatmda tiyatro müelliflerinin en meşhurları: Vernadakis, Karomilas, Ksenopuîos, Melas (Âsrileşmiş baba), Horn, Tangopulos Sinadinos ve gençlerin arasında asri bir yer işgal eden Bogris'tir.

Tiyatrodan başka tenkid, fikri ve tercümede hizmetleri pek büyük olan bir çok diğer kıymetli şahsiyetlerde vardır.

Netice olarak Yunanistan son senelerde pek büyük bir fikir cereyanı göstermekte idi. Bu cereyanın vereceği semereler harpten evvel pek faydalı olacağı kuvvetle, inanılıyordu. Kitap, gazete, mecmua, tiyatro ve ser*gilerin faaliyetleri önemli bir yer alır. Yunanlılar san'at sahasında da Avrupa kültür ve medeniyetine yaklaşmak için büyük emek sarf etmektedir.

*
Academics Art History  Blogs - BlogCatalog Blog DirectoryAcademics Blogs - Blog Top Sites