Blogda Aramak İçin TIKLAYINIZ

şiirde redif









Redifin tanımını yapmadan önce şunları bilmek gerekir:

* Redifler daima mısranın en sonunda bulunur, yani kafiyeden sonra gelir

* Redifin olduğu her yerde mutlaka kafiye de vardır Bu sebeple redifin bulunduğunu gördüğünüz her yerde kafiyeyi de bulmaya çalışınız


Redif: Mısra sonlarında, görevleri aynı olan eklerin, ya da anlamları aynı olan kelimelerin tekrarlanmasına redif denir Tanımdan da anlaşılacağı üzere iki tür redif vardır:


a) Ek Halindeki Redifler

b) Kelime Halindeki Redifler


a) Ek Halindeki Redifler: Eş görevli eklerin tekrarlanmasıyla oluşan rediflerdir Türkçe'deki yapım ve çekim eklerini kavramadan, ek halindeki redifleri kavramanız mümkün olamayacaktır Eğer bu konularda bir eksiğiniz varsa, önce bunları tamamlamanız ve ondan sonra ek halindeki redifleri kavramak için çaba sarf etmeniz gerekir

Fakat, ek halindeki rediflerin çoğu, kelimeye bağlanan ekler olduğundan bu konudaki genel kaide: "Kelimenin köklerinde kafiye, eklerinde ise redif vardır" şeklindedir Bu kural bilinerek mısraya bakılırsa ek halindeki rediflerin yüzde doksanı mısrada tahmin edilebilir Ancak bu kaide her zaman geçerli olmadığından yine de "ekler" konusunda bilgi sahibi olunması konunun kavranması açısından gereklidir


Susuz değirmenlerin ne ile döner çarkı

Kerem etmeyen beyin fakirden nedir farkı


Yukarıdaki beyitte, "ı" sesleri, ismin -i hali olduğundan yani, her ikisinin de görevi aynı olduğundan rediftir Kelimenin köklerinde ise "ark" sesleri benzeştiğinden bunlar da zengin kafiyeyi oluşturur

Bu beyite pratik yoldan yaklaşırsak: Beyitin birinci mısrasında, kafiyeye söz konusu olan kelimenin kökü "çark", ikinci mısrada ise kelimenin kökü "fark"tır Dolayısıyla, "ı" seslerinin ek olduğu için redif olduğunu pratik yönden söyleyebiliriz

Kelimenin köklerinde kafiye bulunduğundan "ark" seslerinde de zengin kafiye vardır

Fakat, bu pratik yol her zaman işlemeyebilir:


Kokuyor burnuma Sivr'alan köyü

Serindir dağları soğuktur suyu

Yâr mektup göndermiş yadigâr deyi

Gözünün yaşını sil deyi yazmış


Yukarıdaki dörtlükte, kelimelerin kökleri:

"köy", "su", "de" dir Görüldüğü gibi kelimelerin köklerindeki sesler aynı değildir Acaba burada "y" sesi kafiye olarak mı yoksa redif olarak mı alınacaktır?

Oysa, çözüm çok basittir"y" sesi birinci mısrada kelimenin köküne dahil olurken, ikinci ve üçüncü mısralarda yardımcı ses (kaynaştırma ünsüzü)'tir

Yani "y" seslerinin görevi farklıdır Bu durum da kafiye tanımına uygun olduğundan kafiye olarak kabul edilecektir

Aynı durum İstiklal Marşı'nın üçüncü kıtasında görülmektedir:


Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım


Yukarıdaki dörtlükte ise, kelimelerin kökleri:

"yaş", "şaş", "aş" ve "taş" kelimeleridir Burada da kelime köklerinden sonra gelen "a" sesleri kafiye olarak mı yoksa, redif olarak mı alınmalı sorusu akla takılmaktadır O halde, bu köklere eklenen "a" sesinin görevinin ne olduğunu incelemek gerekir:


İlk mısrada: yaş - a - r - ı - m

kök yapım eki geniş zaman yardımcı ses I tekil

şahıs eki


İkinci mısrada: şaş - a - r - ı - m

kök yardımcı ses geniş zaman yardımcı ses I tekil

şahıs eki


Üçüncü mısrada: aş - a - r - ı - m

kök yardımcı ses geniş zaman yardımcı ses I tekil

şahıs eki


Dördüncü mısrada: taş - a - r - ı - m

kök yardımcı ses geniş zaman yardımcı ses I tekil

şahıs eki



Yukarıda da görüldüğü gibi ilk mısradaki "a" sesi ile diğer "a" seslerinin görevleri farklıdır Bu özellik sebebiyle, "a" seslerinin kafiye olarak alınması gerekir


b) Kelime Halindeki Redifler: Aynı anlamdaki kelimelerin tekrarlanmasıyla meydana gelen rediflerdir Bu tür redifleri mısralarda görebilmek oldukça kolaydır:


Doğru söylerim halk razı değil

Eğri söylerim Hak razı değil


Yukarıdaki beyitte "razı değil" kelimeleri redif, ondan önceki "k" sesleri ise yarım kafiyedir


Bir başka örnek:

Zannetme ki şöyle böyle bir söz

Gel sen dahi söyle böyle bir söz


Yukarıdaki beyitte "böyle bir söz" kelimeleri redif, ondan önceki "öyle" sesleri ise zengin kafiyedir


Bir başka örnek:

Kimsesiz hiç kimse yok, var herkesin bir kimsesi

Kimsesiz kaldım meded, ey kimsesizler kimsesi


Yukarıdaki beyitte "kimsesi" kelimeleri redif, ondan önceki "r" sesleri ise zengin kafiyedir


Son olarak şuna da dikkati çekmek gerekiyor:

Kelime halinde bulunan redfilerden hemen önce, ek halinde redif de bulunabilir Böylece, ek halindeki redifle kelime halindeki redif arka arkaya gelebilir:


Elimi beş yerinden, dağladı beş parmağın,

Bağrımda yanmadık bir yer bırakmadan git

Bir yarın göçtüğünü, çöktüğünü bir dağın

Görmemek istiyorsan, ardına bakmadan git!


İkinci ve dördüncü mısralarda hem ek halinde redif, hem de kelime halinde redif bulunmaktadır Yukarıdaki mısralarda "madan" ekleri "zarf-fiil"dir


*
Academics Art History  Blogs - BlogCatalog Blog DirectoryAcademics Blogs - Blog Top Sites