Blogda Aramak İçin TIKLAYINIZ

ÖĞRENME KURAMLARINA GENEL BİR BAKIŞ


Eğitim istendik öğrenmeleri oluşturmakla yükümlüdür. İstendik öğrenmeleri oluşturabilmek için öğrenmenin hangi koşullar altında geliştirilebildiğini incelemek gereklidir.




Öğrenmenin değişik pek çok tanımı yapılmaktadır. Ormrod (1990, s.6), öğrenmeyi deneyimler sonucu davranışlarda meydana gelen nispeten kalıcı izli değişiklikler olarak tanımlamaktadır. Senemoğlu�na göre (1998, s.94) ise öğrenme; büyüme ve vücuttaki değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere atfedilmeyecek, yaşantı ürünü olarak meydana gelen, davranışta veya potansiyel davranıştaki kalıcı izli değişmedir.




Öğrenmenin hangi koşullar altında oluşacağını yada oluşmayacağını öğrenme kuramları betimlemekte ve açıklamaktadır(decco1 96[img]images/smilies/cooll.gif[/img]. Bir öğrenme kuramının genelde tüm organizmalarda, tüm öğrenme birimlerinde, okul içindeki ve dışındaki tüm durumlarda nasıl oluştuğunu açıklaması beklenir. Ancak tüm öğrenme durumlarını açıklayabilen bir öğrenme kuramı henüz yoktur.




Bir öğrenme kuramı öğrenme sürecine, yani öğrenene ne olduğuna odaklanır. Başka bir anlatımla öğrenme kuramları daha çok öğrenenin yaptıkları ve öğrenenin psikolojik veya davranışsal süreçleri arasındaki ilişkiyle ilgilidir (Reigeluth, 1983, s.63).




Bazı psikologlar ve eğitimciler öğrenme kuramlarını iki ana grupta toplamaktadır.




1)Öğrenmeyi, uyarıcı ve tepki arasında kurulan bağla açıklamaya çalışan davranışçı-çağrımsal kuramlar.


2)Öğrenmenin doğrudan gözlenemeyen algı, bellek, duyuş, yaratıcılık, hatırlama ve akıl yürütme gibi içsel süreçleri ve bu süreçlerin bireyin davranışlarını etkileme yollarıyla ilgilenen bilişsel kuramlardır.




Hass öğrenme kuramlarını yukarda ki iki ana kuram grubunu da içine alacak biçimde dört gruba ayırmıştır.


1)Gestalt alan kavramı


2)Uyarıcı tepki koşulama kuramları


3)Psikodinamik kuram


4)Sosyal öğrenme kuramı




Bu kitapta ise öğrenme kuramları davranışçı-yaklaşım kuramları, bilişsel ağırlıklı davranışçı öğrenme kuramları, bilişsel öğrenme kuramları ve nörofizyolojik öğrenme kuramı olmak üzere dört ana grupta incelenmiştir.




Davranışçı-çağrışım kuramları




1) Pavlov� un klasik koşulama kuramı


Köpeklerdeki mide ve tükrük salgılarını çalışması sırasında ; köpeğin henüz eti görmeden deneyi yapan kişinin ayak seslerini duyduğunda da aynı güçte salya salgılaması Pavlov�un dikkatini çekmiştir. Bu olaydan sonra, Pavlov psişik refleks yada koşullu refleks adını verdiği bu tepkiyi sistematik olarak incelemiştir.


Pavlov koşullamanın meydana gelmesi yada önlenmesinde, koşulama sürecinde bazı ilkelere dikkat edilmesi gerektiğini savunmuştur. Bunlar: bitişiklik, bilgilendiricilik, pekiştirme, sönme, genelleme ve ayırt etme ilkeleridir.




2) Watson ve Guthre� nın bitişiklik kuramları:


Watson klasik koşullamayı, insanın refleksif olmayan karmaşık davranışlarının öğretilmesinde de kullanılabilecek temel bir yapı olarak görmüştür.


Aslında Watson klasik koşullamayı meydana gelmiş olan korkuları yok etme amacıyla kullanmak istemiştir. Ona göre eğer korku öğrenilmişse bunun yok edilmesi ya da öğrenilmemesini sağlamak da mümkün olmalıdır.


Guthrie öğrenmenin tek yasasının bitişiklik olduğunu ifade etmiştir. Guthrie� ye göre, bir uyarıcıya karşı yapılan tepkinin, daha sonra, aynı uyarıcıyla karşılaşıldığında da gösterilme eğilimi vardır. Bir başka deyişle Guthrie� nın bitişikliği uyarıcı-tepki bitişikliğidir.Bir kişi belli koşullar altında yaptığı bir davranışı, bir başka zaman aynı koşullarla karşılaştığında da gösterme eğilimindedir.


3) Thorndike� nın bağ kuramı


Thorndike çağrışımı, duyusal uyarıcılar ile harekete geçiriciler arasında kurulan bir bağla açıklamaktadır duyusal olayları davranışla ilişkilendirmede ilk formal çabanın işaretidir.


Thorndike uyarıcı ve tepkinin sinirsel bir bağla bağlandığına inanmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, onun kuramı, bağlaşımcılık olarak adlandırılmaktadır. Bağlaşım, uyarıcı ve tepki arasında sinirsel bağın kurulmasına işaret etmektedir.


Thorndike� a göre öğrenme, büyük atlamalardan çok küçük sistemli adımlarla meydana gelir.


4)Skınner� ın edimsel koşulama kuramı:


Skınner iki tür koşulamadan söz etmektedir. Bunlar: Tepkisel ve Edimsel koşullamadır.


Tepkisel koşulama, pavlov� un klasik koşulası ile aynıdır. Skinner tepkisel koşulamaya beklenen davranışı meydana getirmede uyarıcının önemini vurgulamak için s tipi koşulama adını da vermektedir. Tepkisel koşulamada pekiştireç tepkiye bağlı olarak verilmez. Pekiştireç, tepkiden önce verilen koşulsuz uyarıcıdır.


Koşullanan tepki, klsik kosulamada olduğu gibi pekiştirici uyarıcıya karşı yapılan tepki değildir. Edimsel koşullamada pekiştirici uyarıcı yapılan tepkinin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Edimsel koşulama büyük ölçüde Thorndik� ın etki yasasından kaynaklanmıştıri Skınner� ın R tipi yada edimsel koşullaması ile Thorndıke ın araçsal koşullaması yakın bir benzerlik göstermektedir.


5) Hull� un sistematik davranış kuramı


Önerme 1. Dışsal uyarıcı ve uyarıcı kalıntısı


Önerme 2. Duyusal uyarıcıların etkileşimi


Önerme 3. Öğrenilmemiş davranışlar


Önerme 4. Öğrenmenin koşulları; bitişiklik ve dürtü azalması


Önerme 5. Uyarıcı genellemesi


Önerme 6. Uyarıcı-dürtü bağı


Önerme 7. Dürtü ve alışkanlık gücünün bir fonksiyonu olarak reaksiyon gücü


Önerme 8. Tepkide bulunma koşullu tepkinin yapılmasını engelleyen luğa neden olur


Önerme 9. Tepkide bulunmamayı öğrenme


Önerme 10. Öğrenilmiş tepkiyi engelleme eğiliminde olan faktörler bir andan diğerine değişir


Önerme 11. Anlık etkili reaksiyon gücü reaksiyon eşiğini geçmelidir.


Önerme 12. Öğrenilmiş tepkilerin gücü, salınım etkisi ve reaksiyon eşiği birleşik fonksiyonudur


Önerme 13. Anında gösterilen etkili reaksiyon gücünün değeri uyarıcı ve tepki arasında gecikme zamanı kısaldığı ölçüde artar


Önerme 14. Anında gösterilen etkili reaksiyon gücünün değeri sönmeye karşı direnci belirler


Önerme 15. Koşullu tepkinin gücü doğrudan anlık etkili reaksiyon gücünün ölçüsüne göre değişir


Önerme 16. Aynı durumda birden fazla tepki meydana getirilebiliyorsa anlık etkili reaksiyon gücü en üst düzeydedir.




Bilişsel ağırlıklı davranışçı öğrenme kuramları




1) Tolmon�un işaret-gestalt kuramı


Tolmon davranışçılar gibi psikolojinin tamamıyla objektif bir bilim olmasını savunmuş içebakış yöntemini reddetmiştir. Tolmon insan ve hayvan davranışlarının onların amaçları, niyetleri, bilgileri, düşünmeleri, planlamaları, anlamlandırmaları ile nasıl ilişkili olduğunu açıklamaya çalışmıştır.


Tolman ın amçlı davranışçılık kuramında davranış amaçlıdır bütüncüdür bilişseldir.


Organizma bu kazandığı bilgiyi birbirinden ayrı, bağımsız birimler halinde saklar. Organizmanın çevreye ilşkin organize edilmiş bu bilgi türüne bilişsel harita adı verilmektedir.


2) Bandura� nın bilişsel sosyal öğrenme kuramı


Bandura� ya göre gözleyerek öğrenme, sadece bir kişinin diğer kişilerin etkinliklerini basit olarak taklit etmesi değil çevredeki olayları bilişsel olarak işlemesiyle kazanılan bilgilerdir.gözlem yoluyla öğrenme ile taklit yoluyla öğrenmenin birbirinin yerine kullanılabilecek iki kavram olmadığını açıklamaktadır.


Bandura� ya göre öğrenmeyi etkileyen ve modelden edinilen dolaylı yaşantılar şunlardır:


1) Dolaylı pekiştirme


2) Dolaylı ceza


3) Dolaylı güdülenme


4) Dolaylı duygu


5) Model özellikleri




Bilişsel öğrenme kuramları




1) Gestall kuram:


Gestaltçılar, organizmanın, dışarıdan gelen duyumlara kendisinden birşeyler katarak yaşantıyı yeniden örgütlediğine inanmaktadırlar. Gestaltçılara göre bizler dünyayı bütün olarak algılarız. Bize gelen uyarıcıları birbirinden ayrılmış bir şekilde değil, bir arada anlamlı bütünler halinde örgütlenmiş bir biçimde görürüz. Örneğin, uyarıcıları çerçeveler, çizgiler, renk grupları olarak değil masa, iskemle ağaç ayşe (insan) olarak görürüz.


Gestalt psikologların öğrenmeyle ilgili görüşleri aşağıda özetlenmştir:


1. Tekrar etme, pratik yapma


2. Güdülenme


3. Anlama


4. Transfer


5. Unutma






2) Bilgiyi işleme kuramı


Bilişsel öğrenme kuramları, insanın dünyayı anlamada kullandığı zihinsel süreçleri inceleyen kuramlardır.


Bilişsel açıdan öğrenme, bireyin zihinsel yapılarındaki değişme olarak tanımlanmaktadır.


Bilgiyi işleme kuramı temel olarak şu dört soruyu cevaplamaya çalışmaktadır:


1) Yeni bilgi dışarıdan nasıl alınmaktadır?


2) Alınan yeni bilgi nasıl işlenmektedir?


3) Bilgi uzun süreli nasıl depolanmaktadır?


4) Depolanan nasıl geriye getirilip hatırlanmaktadır?


Bilgiyi işleme kuramına göre öğrenme olayı, bilgisayarların çalışmasına benzetilmekte, girdilerin işlenip çıktılara dönüştürülmesi olarak görülmektedir.


Öğrenme yada bilgiyi işleme süreci doğrudan gözlenemediğinden, bu süreci somutlaştırmak ve daha kolay anlamamızı sağlamak üzere bir model geliştirilmiştir.


Geliştirilmiş olan bilgiyi işleme modeli iki temel öğeye sahiptir. Bu temel öğelerden biri, üç tür bellekten oluşan bilgi depolarıdır. Diğer öğe ise, bilginin bir depodan diğerine aktarılmasını sağlayan içsel, bilişsel etkinlikleri kapsayan bilişsel süreçlerdir.




Nörofizyolojik kuram




Hebb� in kuramı


Hebb nöroloji enstitüsünde yaptığı çalışmalar sonucunda, bilişsel gelişim için çocoklukta edinilen yaşantıların yetişkinlikte edinilenlerden daha önemli olduğunu görmüştür.


Hebb� e göre iki tür öğrenme vardır. Bunların birincisi, hücre kümelerinin ve ardışk safhaların oluşturulduğu çocukluktaki öğrenmelerdir. İkincisi ise yetişkinlikte gerçekleşen, daha içgörüsel ve yaratıcı öğrenmedir.


Hebb, ardışık safhayı kısaca şöyle açıklamıştır: Geçici olarak ilişkilenen bir hücre grubu serisine ardışık safha denir. Olay serisi, aynı çevrede birlikte oluşursa, nöral düzeyde, ardışık safha olarak temsil edilir. Ardışık safha uyarıldığında birbiriyle ilişkilenmiş olan olaylar, objeler fikir halinde akıp gider.




Öğrenme kuramlarının her biri farklı bir öğrenme türünü en iyi açıkladığından, hiçbir öğrenme kuramı bütün öğrenme türlerini ve öğrenmeye ilşkin tüm sorunları açıklamaya ve çözmeye yeterli değildir.


Bu nedenle program geliştirme çalışmaları ve öğretim süreci, öğrenme türüne, öğrencilerin özelliklerine ve öğrenilen bilginin türüne göre her kuram grubundaki ilkelerden yararlanmak durumundadır.




alıntıdır

*
Academics Art History  Blogs - BlogCatalog Blog DirectoryAcademics Blogs - Blog Top Sites