Blogda Aramak İçin TIKLAYINIZ

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ ve KURAMLAR


• Psikoloji, insan davranışını ve bu davranışların gerisindeki yapı ve süreçleri inceleyen bir bilim dalıdır. Çevre, insan ve davranışlar arasındaki etkileşimi incelemeyi amaçlar.




• Davranışlar nesnel olarak gözlenip ölçülebilir ya da dolaylı olarak yordanabilir.




• Psikoloji bilimsel olma niteliğini 1879’da W. Wundt’un ilk psikoloji laboratuarı kurması ile kazanmaya başlamıştır. Yapısalcılık denen bu ekolden sonra, davranışçılık, psiko-analitik yaklaşım, nörobiyolojik yaklaşım, insancıl


ve bilişsel yaklaşım gibi insan davranışını farklı açılardan açıklamaya çalışan kuramlar gelişmiştir.




• Psikolojik, sosyal bilimlerle biyolojik bilimler arasında yer alır. Deneysel, sosyal, psikometrik ve uygulamalı psikoloji gibi alt dalları vardır. Eğitim psikolojisi de, psikolojinin bulgularının eğitim alanına uygulanması ile gelişmiş bir ait dalıdır. Özelikle gelişim ve öğrenme gibi alt alanları kapsar.




• Psikoloji, insan davranışlarını betimleme, açıklama, yordama ve kontrol etme gibi amaçlara yöneliktir. Bu işlevleri yerine getirmek için betimsel, deneysel ve istatistiksel yöntemleri kullanarak veri toplar, bunları sınıflandırır ve anlamlandırır.




• Gelişim, kişide yaşam boyu gözlenen düzenli ve sürekli değişikliklerdir.




• Büyüme, olgunlaşma ve yaşantı neticesinde gözlemlenen nitelik ve nicelik boyutundaki değişiklikleri içerir. Yeni bir öğrenme durumunda bireyin önceden sahip olduğu özellikler, hazır bulunuşluluk ve kritik dönem, gelişim açısından önemli kavramlardır.




• Gelişimde kalıtım ve çevrenin karşılıklı etkileşimi vardır. Bireyin kalıtımla sahip olduğu genetik kodun çevrenin uyarıcı etkisiyle bireyde gözlemlenen, kişiye has özellikler kümesi fenotip'i oluşturur. Hormonlar da gelişimde önemli faktörlerdir.




• Çevre; hastalıklar, kimyasallar ve çevre kirliliği, beslenme, stres, anne baba tutumları, doğum sırası, iletişim ortamı gibi boyutları içerir.




• Gelişimin kendine özgü ilkeleri vardır. Gelişim, kalıtım ve çevrenin etkileşimiyle, sürekli ve aşamalar halinde gerçekleşir. Gelişimin kendine özgü yönelimleri vardır ve bireysel farklılıkları da içerir.




• Gelişim, dönemler itibariyle incelenir ve her gelişim döneminin farklı gelişim görevleri bulunmaktadır.




• Gelişim, öncelikle doğum öncesi ve doğum sonrası olmak üzere iki dönemde incelenir. Doğum sonrası dönem; bebeklik (0-2 yaş), ilk çocukluk (2-6 yaş), son çocukluk (6-11 yaş) ergenlik (11, 13-18-20 yaş), genç yetişkinlik (20-35 yaş), orta yetişkinlik (35-65 yaş) ve ileri yetişkinlik dönemleri olarak


isimlendirilir.




• Gelişim, daha sistematik incelemek amacıyla üç alana ayrılabilir: Fiziksel Gelişim alanı, bedensel ve devinsel gelişimi; Bilişsel Gelişim alanı, zihinsel ve dil gelişimini; Kişilik Gelişimi alanı, psikososyal ve törel gelişimi kapsar.




• Gelişimi bilmek, öğretmenin, davranış değişikliğini oluşturmak üzere hedeflerini belirleme, öğrenme yaşantıları düzenleme ve değerlendirme süreçleri açısından gereklidir.




• Büyüme ve gelişim dinamik bir süreçtir. Gelişimin bedensel, devinsel, bilişsel, psiko-sosyal yönleri vardır. Bu yönler birbirlerini etkilemektedir. Bedensel gelişim diğer gelişim yönlerinin temelini oluşturmaktadır.




• Genel olarak büyüme kilogram ve santimetre olarak tanımlanır. Çocuğun büyüme ve gelişmesi ilkokul dönemine kadar çok hızlı olur. İlköğretim döneminde bu hız yavaşlar, ancak çocuk büyüme ve gelişmeye devam eder. Kız ve erkek çocuklarının bedensel ve devinsel büyüme ve gelişimlerinde belli dönemlerde farklılıklar


görülebilir.




• Devinsel gelişim çocuğun kol ve bacakları ile tüm organlarını kullanmada güç ve hız kazanması ve beden organları arasında eşgüdüm sağlaması anlamına gelmektedir. Devinsel gelişim bedensel gelişime paralel bir seyir takip etmektedir. Devinsel gelişimin çocuğun bilişsel ve toplumsal gelişimi üzerinde


önemli katkısı vardır.




• Okul öncesi dönem bedensel ve devinsel büyüme ve gelişim açısından son derece hızlı ve diğer gelişim dönemlerine oranla daha fazla gelişim ödevi içerir. Çocuğun kas, iskelet ve sinir sistemleri bir bütün içinde çalışmayı öğrenirler.




• İlköğretim döneminde çocuğun bedensel ve devinsel büyüme ve gelişiminde bir yavaşlama olur. Bu dönemde çocukların beden kimyalarında değişmeler ön plana çıkar. Erkek ve kız çocukları arasında önemli farklılıklar görülür. Özellikle ince motor gelişimi kasların eğitim etkinliklerinde önemli bir yer tutar.




• Ortaöğretim erinlik ve ergenlik dönemlerini temsil eder. İlköğretim döneminden sonra tekrar hızlı bir büyüme ve gelişim görülür. Bu dönemde birincil ve ikincil cinsel özellikler görülmeye başlanır. Ergenlik döneminin sonunda birey yetişkin


yaşamının bedensel sınırlarına kavuşur.




• Bilişsel gelişim, bireyde akıl yürütme, düşünme, bellek ve dildeki değişmeleri kapsar.




• Bilişsel gelişim, zihinde oluşan şemalara göre, yeni tanınan nesneleri bu şemaya uydurarak (özümleme) veya şemayı yeniden düzenleyerek (uyum sağlama) gerçekleşir.




• Bilişsel gelişim öncelikle olgunlaşma temeline dayanır. Buna bağlı olarak deneyim, sosyal geçiş ve dengeleme ile dünyayı belli bir organize içinde anlama gerçekleşir.




• Piaget'in bilişsel gelişim kuramı, doğumdan sonra 4 dönem içinde bilişsel gelişimin gerçekleştiğini kabul eder. Duyusal hareket dönemi (0-2 yaş), işlem öncesi dönem (2-7 yaş), somut işlem dönemi (7-11 yaş), soyut işlemsel dönem (11 yaş ve üstü).




• Bu dönemler boyunca çocuk giderek nesneleri tanımaya, niteliklerini fark etmeye, korunumu kazanmaya, sınıflama ve ayırt etme gibi özellikleri kavramaya başlayarak soyut düşünmeyi başarabilir.




• Bilişsel gelişim ve dil gelişimi, birbirini tamamlayan ve birbirine paralel giden süreçlerdir.




• Çocukta dil gelişiminin, çevrede pekiştirilerek biçimlendiğini savunan "Davranışçılar", bunun olgunlaşma süreci ile ortaya çıkan biyolojik temellere bağlı olduğunu, insanların doğuştan, dil öğrenebilmek için özel bir mekanizmaya sahip olduğunu kabul eden psikolinguistik kuramcılar ve konuşmanın gözlem ve taklit yoluyla kazanıldığını savunan Sosyal Öğrenme Kuramcıları bu alanda farklı görüşleri savunurlar.




• Dil gelişimi, bebeklikten itibaren Agulama (ilk yıl), tek sözcük devresi (1-2 yaş), telgrafik konuşma (2-3 yaş), ilk gramer süreci (3-4 yaş) olmak üzere çeşitli dönemlerden geçerek gerçekleşir.




• Dil gelişimini olgunlaşma, diğer gelişim alanları ve çevre etkiler. Özellikle oyun, ailenin sosyo-ekonomik düzeyi, iletişim biçimi, eğitim vb. pek çok faktör dil gelişiminde etkilidir.




• Gerek bilişsel, gerekse dil gelişiminin süreçlerini bilmek ve eğitime yansıyan sonuçlarını değerlendirmek ve bu gelişim alanlarını sağlıklı sürdürmede öğretmenlerin önemli sorumlulukları bulunmaktadır.




• Bireyi başkalarından ayırt eden ve birey tarafından sürekli olarak tutarlı bir biçimde sergilenen bireye özgü özellikler bütün olarak tanımlanan kişiliğin, çocukluk yıllarından itibaren nasıl bir gelişim süreci içinde şekillendiğine


ilişkin farklı görüşler ortaya atılmıştır.




• Kişilik kuramcıları arasında Freud psikoseksüel gelişim evreleriyle dikkat çekerken, Erikson kişiliğin ine belli evreler içinde şekillendiğini ileri süren


psikososyal gelişim dönemleri ile öne çıkmıştır.




• Freud psikoseksüel gelişim kuramı dışındaki kuramlarından, topografik kişilik kuramında bireyin bilişsel etkinliklerinin bilince uzaklıklarını; Yapısal Kişilik Kuramında ise id, ego ve süperego olarak adlandırılan bölümlerini


incelemiştir.




• Freud, psikoseksüel gelişim kuramında, kişilik gelişimini oral, anal, fallik, gizil ve genital dönemler olarak adlandırdığı beş ardışık dönemde incelemiştir. Freud’a göre bu dönemlerin ilk üçünü içeren 0-6 yaşlar arasındaki yaşantıların


kişilik gelişiminde belirleyici etkileri olmaktadır.




• Erikson’un psikososyal kişilik kuramı, Freud’un görüşleriyle benzer özellikler taşımakla birlikte, kişiliğin salt biyolojik etmenlere göre değil, fakat özellikle toplumsal etmenler tarafından etkilenen bir yapı olduğunu vurgular.




• Erikson, sekiz gelişim dönemi içinde geliştirilebilecek olan olumlu ya da olumsuz özellikleri; güven-güvensizlik, özerklik-kuşku ve utanç, girişimcilik-suçluluk, başarılı olma-başarısızlık, kimlik kazanma-kimlik krizi, yakınlık-yalıtılmışlık, üretkenlik-durgunluk ve benlik bütünlüğü-umutsuzluk olarak sıralamıştır.




• Piaget ve Kohlberg psikososyal gelişimde, ahlâk gelişiminin bireyin bilişsel gelişimine paralel bir biçimde ahlâk öncesi dönem, dışa bağımlı dönem ve özerk dönem olmak üzere üç evrede oluştuğunu öne sürmüştür.




• Kohlberg ahlâk gelişimini her biri iki evreden oluşan, gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek ötesi düzeyler içinde ele almıştır. Kohlberg’e göre çocuğun gelenek öncesi dönemdeki ahlâk anlayışında ben merkezcilik, on ile yirminci yaşlar arasını içeren geleneksel düzeydeki ahlâk anlayışında kendi


dışındaki olayların ve dış dünyanın etkileri egemendir. Çok az insanın ulaşabileceği bir düzey olan gelenek ötesi ahlâki düzeyde ise, birey insani değerlerle çatışan yasal düzenlemeleri bile sorgulayabilecek bir ahlâk anlayışı ile evrensel ilkelere ve kavramlara dayalı bir ahlâk anlayışına sahiptir.




• Kişilik gelişimi kuramlarının psikolojik ve sosyal gelişim açısından ortaya koyduğu eğitsel sonuçların, öğretmenlere öğrencilerinin kişilik gelişimlerini kolaylaştırabilmeleri açısından sayısız yararları vardır. Bu nedenle farklı


öğretim kademelerindeki öğrencilerin sağlıklı kişilikler geliştirebilmelerinin kolaylaştırabilmeleri için öğretmenlerin kişilik gelişim kuramlarının doğurgularını sınıf içinde uygulayabilmeleri ve bu konuda kendilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Son olarak bu bölümde, şu sorunun cevabına da değinmek istiyorum: “Biz drama liderleri için, ya da öğretmenler için gelişimin doğasını bilmek neden gereklidir?”




Bilindiği üzere eğitim, bir davranış değiştirme sürecidir, ve bir öğretmen (aynı zamanda bir drama lideri) bu süreci planlayan, uygulayan ve değerlendiren bir


davranış mühendisidir. Bir liderin (öğretmeninin) bu süreçteki rolü şu üç aşamada gerçekleşir:




Öğrencilere (katılımcılara) kazandırılacak yeni davranışların, oluşturulacak davranış değişikliklerinin saptanması (Hedeflerin belirlenmesi). Bu davranışları kazandırmak için gerekli eğitim yaşantılarının planlanması, öğrenme ortamının düzenlenmesi, yöntem ve tekniklerin seçilip, araç-gereçlerin hazırlanması ve


uygulanması (öğrenme yaşantıları oluşturma). Hedeflere ulaşılma derecesinin saptanması. (Değerlendirme aşaması)




Bunlar aynı zamanda bir drama seansının aşamalarıyla da örtüşen bir paralelliktedir. İşte bu aşamalarda yapılacak her türlü planlama ve uygulamada bizler öğrencilerin gelişim özelliklerini temel alacağımızdan ötürü bireylerin gelişim özelliklerini bilmek zorundayız. Bunu bilmek aynı zamanda mesleğimizin etiği açısından da şarttır.




Öğrenci bilişsel gelişim açısından, hangi yaşta soyut kavramları anlayabilir? El becerileri ile ilgili etkinlikleri yapabilecek olgunluğa kaç yaşında ulaşır? Sosyal gelişim açısından farklı yaşlardaki öğrencilerin özellikleri nelerdir? Bu ve benzer yüzlerce soruya yanıt vermeden “yeterli” ve “etkili” bir öğrenme


süreci gerçekleştirmemiz mümkün olabilir mi dersiniz? Başka bir değişle, bir “sanatçı” olan öğretmenin, elindeki malzemeyi ve özelliklerini bilmeden ona bir biçim vermesi mümkün olabilir mi? Hedef davranışların öğrencilerin gelişim düzeyine uygun olarak belirlenmesi, öğrenme yaşantılarının bireysel ayrılıklara


göre hazırlanıp çeşitlenmesi ve değerlendirme yaklaşımlarının öğrencilerin gelişim özelliklerine göre seçilmesi, hedeflere kolayca ulaşılmasını sağlar. Çocukların herhangi bir dönemde fiziksel, bilişsel ve psikososyal gelişim özelliklerini bilmeden onların gelişimine uygun ve dahası gelişimi destekleyecek


etkinlikleri düzenlemek mümkün olmaz.






alıntıdır

*
Academics Art History  Blogs - BlogCatalog Blog DirectoryAcademics Blogs - Blog Top Sites