Blogda Aramak İçin TIKLAYINIZ

Antimadde Silahları


Antimadde Silahları




Antimadde konusuna sadece askeri amaçlar açısından yaklaşarak anti maddeden yapılı korkunç bir yok edim gücünü sahip nükleer silahlar yapma gayreti içinde olmak bilimsel deneyim adına kabül edilebilir olsada yıkım yaratma adına bu çalışmalarda bulunmak kabül edilebilir bir şey değildir.Fakat ifade ettiğim gibi antimadde enerjisi kuantum fiziğinden sonraki yeni fizik olan ''boşluk fiziği'' ne (sıfır nokta enerjisi) girerken karşılaşacağımız bir enerji türüdür.Antimadde enerjisi bugün için elektrik enerjisi ve nükleer enerjiden sonra insanlık için bir çok yeni ufuklar ve imkanlar açacak yeni bir enerji kaynağıdır.Bununla birlikte sıfır nokta enerjisini kullanılabilir bir düzeye yükseltip dönüştürebilen ''kristal enerji fiziği'' de yakında bilim adamları arasında konuşulmaya başlanacak olan yeni bir fiziktir.Meseleye zamanda yolculuk teknolojisi açısından bakacak olursak antimadde enerjisi doğrudan zamanda yolculuk imkanını önümüze seren bir teknoloji yada bir enerji kaynağı değildir! Fakat zaman aracını yada minyatürize edilmiş olan ve evinizin bodrum katında saklayabileceğiniz disk şekilli bir yıldız gemisi için elektriksel bir enerji kaynağı olarak kullanılabilecek olan ve yine minyatürize hale getirilmiş elektriksel bir enerji kaynağı olan antimadde reaktörü ( bir çeşit termo elektrik jenaratörü) olarak bir kullanım biçimi söz konusu olabilir.Aslında bugünün bilimi için bu çok ama çok ileri bir teknoloji! Çünkü biz elimizde taşıyabilecek yada bir deniz altıyı çalıştırabilecek bir anti madde reaktörü yapmak bir yana daha normal antimaddeyle çalışan nükleer santraller bile yapmayı henüz düşünmedik.Fakat bu yapılsa bile yine -kristal enerji fiziğine göre- daha alt bir teknolojiyi ifade etmektedir.




Sonuçta teknoloji insan ırkının daha iyi daha güzel yarınlara ulaşması için bir araç olmalı.İnsanın içindeki saldırgan dürtü ve egoizm ve hakim olma dürtüsü gibi dengesiz, bozuk genomik dizilim insan ırkının varlığınıda tehtid etmektedir.Teknoloji iyi şeyler ve güzel şeyler yapmak için kullanılmalıdır.Yıkıc ı yok edici dürtülerle hareket etmek istedikten sonra değil dünyayı koca yıldız sistemini hatta dev bir galaksiyi bile ortadan kaldırabilecek nükleer benzeri silahlar yapmak mümkündür.Teknolojini n sınır ufuklarında böyle bir silahın ismi ne olabilir? Merak edenler için diyebilirimki böyle bir silah, tüm atomları, molekülleri ve yıldızları, galaksileri bir arada tutan ve onları içine alıp birleştiren, bir arada tutan ''sıfır nokta enerjisi'' silahıdır.Böyle bir silah teknolojisi ve yok edim gücü yine yüksek zeka ve teknoloji düzeyine erişmiş uygarlıların işidir.Böyle bir silah yine kristal taşlarından yapılabilir . Bu bir araya getirilen kristalize taşların geometrik kafeslerindeki açılarla oynayarak elde edilecek olan yüksek matematiksel hassasiyette bir açılandırım derecesi ile nükleerimsi bir patlama yada bir çeşit içe çökme etkisi elde edebilirsiniz hatta koca galaksiyi aynı anda buharlaştırabilecek içe çekilimsel bir tür karadeliği andıran ama çok daha güçlü bir elektromanyetik içe çökme yaratabilirsiniz.Bu sanki bir çeşit zaman ve uzay metriğini bozan kurtdeliğimsi bir patlama yada içe çöküş etkisidir.Böyle bir galaktik çaptaki silahı düşünmek ifade etmek gerçekten çok zor ve ürkütücü! Tüm bu araştırmalar uzay/zamanın doğal sürekliliğini bozan elektromanyetik nitelikte silahlarında geliştirilmesine kapı açacaktır.''Gravitik dalga silahları'' !




Bir atom çekirdeği boyutunda ''çekirdek parçalanması'' ile nükleer enerjiyi açığa çıkarabiliyoruz.Peki ama bir ışık partikülü düzeyinde gerçek anlamda bir fotonik bölünme neyle sonuçlanır? Fotonların ardında ne kadarlık bir enerji saklı! Böyle bir ''fotonik fisyon'' dünyamızıda içine alan bir şablonda yıldız sistemimizin ötelerine dek uzanan bir alanda bir 'bing-bang' etkisi yaratacaktır.Bu sanıldığı gibi basit bir lazer silahı türünde bir şey değildir.




Bugün için insanlık burda neyi ifade etmeye çalıştığımızı anlamanın ötesinde henüz ışığın o çok gizemli sonsuz potansiyellerinin ne anlama geldiği konusunda dahi bir fikir sahibi olmaktan çok uzaktır.Atomun en dibindeki parçacık kuyusunda yer alan o gizemli yapıtaşı yine bildiğimiz fotonlardır.Ama bu seferde şöyle bir sorunu anlamak zorunda kalırız; fotonlardan bir üst parçacık yapılanmasına nasıl geçilir? Bunun cevabı yine fotonların kendi iç etkileşimlerinde yatmaktadır.Fotonları n bildiğiniz tüm bilimin ve evrene ait tüm yapılanımın bilgisini içeren Tanrı zekasını barındıran bir yapısı vardır.İnsan zekasıda bu enerjiyle henüz mekanikleri çözülememiş bir ilişki halindedir.'Beyin ,uzay ve zaman' kozmik bir ilişki ağına sahiptir.Bir insanın sahip olduğu tüm anılar, hayaller tüm kişilik motifi bu kozmik ağ şebekesi içinde sonsuza dek kozmik bir amaç doğrultusunda bir çeşit evrim ve tekamül içindedir.İnsanlar kuantum fiziği anlayışında daha derinlere indikçe bu gerçeklerle karşılaşacaklar.Bu noktada ne materyalistler sandıklarının öyle olduğunu bilecekler ne de sapkın dinsel inanç sahipleri gerçeğin sandıkları gibi olmadığını görüp anlayacaklar.Bu noktada insanlık tüm değerlerini yeniden sorgulamak zorunda kalacaktır.Bu noktada materyalistik inançsızlık ve katı bir tutumun pencesi içine hapsolmuş körü körüne ve şuursuzca bağlanılan dinsel inançlar yerini ''şuurlu bir inanç evrenine'' bırakacaktır.Bu noktada Tanrının sevgisiyle dolmak ve onun nuruyla nurlanmak ve tüm yaratılanı yaratandan ötürü sevmek.İşte bu evrensel zekanın frekanslarına yükselen bir zihin her şeyi yapmaya gücü yeten bir zihin olacaktır.İşte bu üstün insandır.Yani üstün zihindir.Üstünlük ancak zihin de(ruhta) dir.




Boşluk fiziği ve kuantum alan fiziği, sıfır nokta enerjisi, antimadde enerjisi dediğimizde bu alandaki fizik hakkında elde ettiğimiz bilgileri insanlığın kollektif yararı adına kulanmalıyız. Mesela yıldızlar arası bir roket düşünün ki yakıtını uzay/zamanın her noktasında varolan bu sıfır nokta enerjisinden alarak uzayda bir hareket sağlayabiliyor! Yani sıfır nokta enerjisiyle çalışan bir roket! Yada bu uzay/zaman dokumasını etkileyerek uzay/zamandaki dev mesafeleri bir anda aşabilecek daha doğrusu kendi çevresindeki uzay/zaman dokumasını geçici surette bozarak büküp eğrilterek kendisini bir solucan deliği (wormhole) etkisiyle bir anda galaksinin öteki ucuna nakledebilecek sevk metodlarını geliştirmeyi düşünebiliriz.İşte bu araştırma merak ve keşfetme dürtüsü ve bu doğrultuda Tanrının (evrenin o büyük zekasının) yansıttığı o güzellikleri o çeşitli yaşam türlerini incelemek ve o yaşamları destekleyerek onların gelişimine yardımcı olmak her zeki yaşam formunun amacı olmalı.Evreni ve sonsuz boyutları kendi enerjisinden vareden 'o yüksek zeka' bizden bunu bekliyor! Bu yüksek zeka bizlere evrenin öteki ucuna bir göz açıp kapama süresinde hareket edebilmemiz için gizli delhizler ve yollar açmıştır! İşte o yolları bulup o uzak dünyalara yolculuklar etmeyi düşünmeliyiz.O yollar ve geçitler bizleri isteğe göre uzak zamanlara ve uzak yıldızlara götürebilecektir.








18 Temmuz 1962da CERN(Avrupa Fizik Partikülleri laboratuarı)’de tarihte ilk defa olarak anti madde, elektromanyetik bir tuzakta yakalandı.Bu ilk denemede antiprotonlar ancak 10 dakika kadar yaşatılabildi.Denemey i yapan ABD Fermilab’dan B.Kells ve Washington Üniversitesi’nden G.Gabrielse bu kadarınıda beklemiyorlardı.Bu araştırmacılar CERN’e bir dahaki gelişlerinde, daha mükemmel cihazlarla çalışarak, yüzlerce antiprotonu ‘şişeye koyarak’ antimadde ile ilgili çok önemli bir deney yapacaklar; proton ve antiprotonların kütlelerini milyarda bir duyarlılıkla karşılaştıracaklar.


*
Academics Art History  Blogs - BlogCatalog Blog DirectoryAcademics Blogs - Blog Top Sites