Blogda Aramak İçin TIKLAYINIZ

Modal Yapılar Modals

1

M O D A L S - KİPLER - BÖLÜM 1

Modal yardımcı fiillerinin bir yada daha fazla anlamı ve kullanım alanı olabilir. İngilizcede’ki modal yardımcı fiileri şunlardır: -may, might, can, could, had better, must, should, ought to, shall, will and would-.

Yapısal olarak modal olmasalar da , bazı yapılar modal yardımcı fiileri gibi kullanılabilirler, -able to, be going to, be supposed to, have to, have got to, used to- bunlara örnek olarak verilebilir.

Modal’ ların Kullanımı

1.) Modal’ lar çekimsizdir. Yani şahıslara göre değişmezler.
2.) Modal’lar daima V1 ile kullanılırlar.
3.) İki model kesinlikle yan yana kullanılmaz.

////////////////////////////////////////////////////

Must
Have to - Has to
Need
May - Might
Can - Could - Be Able

////////////////////////////////////////////////////

Must

Must ( -meli, -malı)
Fiilin önüne getirilmesiyle o fiilin yapılmasının zorunlu olduğu ifade etmek için kullanılır. Zorunluluk söyleyenden kaynaklanır.

You must help your mother. - Annene yardım etmelisin.

* Soru cümlelerinde -must- cümle başına getirilir.

Question: Must I go to the party. - (Partiye gitmelimiyim?)-( gitmem şartmı?)

Answer: Yes, you must go to the party. - (Evet Partiye gitmelisin.)-( gitmen şart)

* Olumsuz cümlelerde -must not- kullanılır.

You must not (mustn't) lie to your mother. - (Annene yalan söylememelisin.)

* Must" ın past hali ( geçmiş zaman hali) yoktur.

* must be : bir konuda tahmin yürütmek veya sonuç çıkartmak için kullanılır.

She must be tired. - (Yorgun olmalı.)

* Geçmişteki bir olay üzerine ğüçlü bir tahmin yürütmek ve sonuç çıkartmak için -must have v3- yapısı kullanılır.

He must have stolen it.- (O çalmış olmalı)

Not: Bu yapıda -have- Tüm şahışlarda kullanılır değişmez.

////////////////////////////////////////////////////

Have to - Has to

Bir işin yapılması kuralların ve alışkanlıkların gereği ise -must- yerine -have to , has to- kullanılır.

You have to wash your hands - (ellerini yıkamalısın.)
She has to wash her hands - (ellerini yıkamalısı.)

* Bazı durumlarda -have to, has to- yapısında -got- eklenir, bu durumda cümle her zaman için değilde o an için bir defalık zorunluluğu ifade eder.

She has got to clean the windows. (Pencereleri temizlemek zorunda.) (bu seferlik)

* Soru cümlelerinde -Have - cümle başına getirilir. Veya -Do/Does- cümle başına getirilir. Eğer -have- başı getirilerek yapılan soru cümleleri bir defalık hareketlerde ki zorunluluklar için ( bu yapıya -got- dahil edilebilir), Cümle başına -Do/Does- her zaman tekrarlanan hareklerde ki zorunlulukları ifade etmek için.

Have I to wash my hands. Ellerimi yıkamalımıyım? (bu sefer zorunluluk varmı?)
Have I got to wash my hands. Ellerimi yıkamalımıyım?(bu sefer zorunluluk varmı?)
Do I have to wash my hands. Ellerimi yıkamalımıyım? ( her zaman zorunluluk varmı?)
Does She have to wash her hands. Ellerini yıkamalımı? ( her zaman zorunluluk varmı?) ( -She- öznesine rağmen -have- kullanılır)
Has She got to wash her hands. Ellerini yıkamalımı? (bu sefer zorunluluk varmı?)

* Gelecege yönelik sorularda -Shall, Will- geçmişe yönelik sorularda - had- veya -did- cümle başına getirilir.

Had She got to wash your hands. (Ellerini yıkamak zorunda kaldı mı? )
Did She have to wash your hands. (Ellerini yıkamak zorunda kaldı mı? )

Shall I have to wash my hands. (Ellerimi yıkamak zorunda kalacakmıyım?)
Will She have to wash her hand. (Ellerini yıkamak zorunda kalacakmı?)

*Olumsuz Cümle Yapısı

-Don't (doesn't) have to- hem zaman tekrarlanan hareklerde ki zorunlulukları ifade etmek için hemde bir defalık hareketlerde ki zorunluluklar için kullanılır. -haven't / hasn't (got) to- bir defalık hareketlerde ki zorunluluklar için kullanılır

You haven't got to wash your hands - (ellerini yıkamak zorunda degilsin.)-( zorunluluk olmayışı her zaman geçerli değil)

She hasn't got to wash her hands - (ellerini yıkamak zorunda degil.)-( zorunluluk olmayışı her zaman geçerli değil)

You Don't have to wash your hands - (ellerini yıkamak zorunda degilsin.)-( zorunluluk olmayışı her zaman geçerli )

She dosen't have to wash her hands - (ellerini yıkamak zorunda degil.)-( zorunluluk olmayışı her zaman geçerli)

* Gelecek zaman olumsuz cümle yapısında -won't (shan't)....... have to- kullanılır.

I shan't have to wash your hands - (ellerimi yıkamak zorunda olmayağım.)

She won't have got to wash her hands - (ellerini yıkamak zorunda olmayacak.)

* Geçmiş zaman (past hali) cümlelerinde -didn't have to- ve -hadn't got to- kullanılır.

I hadn't got to wash your hands - (ellerimi yıkamak zorunda kalmadım.)

She didn't have to wash her hands - (ellerini yıkamak zorunda kalmadı..)

////////////////////////////////////////////////////

Need

“Need” hem modal hem de esas fiil olmak üzere iki ayrı kullanıma sahiptir. Her iki durumda anlamı hemen hemen aynıdır. “ihtiyacında olmak, gereksinim duymak” anlamına gelir.

NEED’ in Fiil Olarak Kullanımı

I need to learn that. (Şunu öğrenmeye ihtiyacım var veya Şunu öğrenmem gerekir.)
I need some money. (Biraz paraya ihtiyacım var.)
I don’t need anything. (Herhangi bir şeye ihtiyacım yok.)
She doesn’t need anything. (Herhangi bir şeye ihtiyacı yok.)
She needs new dresses. ( Onun yeni elpiselere ihtiyacı var)
She didn’t need to resign. (İstifa etmesi gerekmedi.)
He will need to apply for that. (Onun, bunu uygulaması gerekecek.)
He needed a lot of milk for his children. ( Çocukları için çok süte ihtiyacı vardı)

NEED’ in yardımcı Fiil Olarak Kullanımı

Sadece Geniş zaman ve gelecek zaman için kullanılır. Öznesinin tekil olması halinde -s- almaz, Do fiiliyle kombinasyona girmez. Olumsuz Şekli -Need not- kaynaşmış şekli -needn't- ile yapılır.

Olumsuz kullanımda verdigi anlam bir işin yapılmasının mecburi olmadığıdır. Anlam olarak -must not- benzer ama -must not- da sözü söyleyenin bir yasağı vardır.

you needn't answer them. ( onlara cevap vermek zorunda değilsin)

*-needn't+ have+v3- bu yapıda bir işin gereksiz yere boşuna yapılmış olduğu ifade edilir.

She needn't have written the letters. ) - (Mektupları yazmasına gerek yoktu- boşuna yazdı.)

////////////////////////////////////////////////////

May - Might

1.May : -ebilir , abilir gibi anlam verir.

* Olasılık anlamı

She may come again. - (O , tekrar gelebilir.)
They may not (mayn't) fnish the work. ( İşi bitiremeyebilirler.)

* İzin için de kullanılır ( permission )

They may not (mayn't) smoke in this room. (Onlar bu odada sigara içemezler.)
They may smoke only this room. (Onlar sadece bu odada sigara içebilirler.)

2. Might : -ebilir , -abilir anlamına gelir.

* Olasılık anlamı : Olasılık olarak -may-den biraz daha zayıf olarak düşünülür

I might go to holiday next week. (Önümüzdeki hafta tatile gidebilirim. )
They might not (mightn't) fnish the work. ( İşi bitiremeyebilirler)

* -Might- ın diğer kullanıldığı yerler.

Bir cümlenin nakledilen söz halinde kullanılmasında veya Past olarak yapılan bir cümlede -may- yerine -might- kullanılır.

She knew we might visit her. (O, kendisini ziyeret edebileceğimizi biliyordu.)

She said we might take the chair. ( Sandalyeyi alabilecegimizi söyledi.)

* May be - Might be - Belki

He may be sleeping in his room. ( o belki odasında uyuyor olabilir)
He might be sleeping in his room. ( o belki odasında uyuyor olabilir)

Not: May ile ile yapılan soru cümleleri daima -I- şahıs zamiriyle yapılırlar ve kibar bir soru sorma şeklidir. Might ile yapılan sorular da ise daha kuşku ve çekingenlikle soru sormayı ifade eder.

May I drive your car? ( arabamı kullanabilirmiyim?)
Might I drive your car? ( arabamı kullanabilirmiyim?)

* Geçmişe Yönelik Olasılık.

Have ve fiilin 3. geçmiş hali ile kullanılan -might- gerlekleşmemiş bir hareketin için olabilme olasılığını ifade eder.

You might have killed the dog. ( köpegi öldürmüş olabilirdin. - fakat öldürmedin)

Might yerine -may- kullanılsaydı.

You may have killed the dog. ( köpegi öldürmüş olabilirsin. - Öldürüp öldürmediği bilinmiyor.)

////////////////////////////////////////////////////

Can - Could - Be Able

Can (ken) : -bilir, -abilir. ( yardımcı bir fiildir) - her özneyle aynı şekildedir, ek almaz. Olumsuz hali -can not- , -can't- dir.

1. Yetenek Yeterlilik:

She can carry this table. - ( O bu masayı taşıyabilir.)
She can't carry this table. - ( O bu masayı taşıyamam.)
Can You carry this table. - ( Sen bu masayı taşıyabilirmisin?)

* Aynı anlama gelen -be able- yapısıda kullanılabilir.

I am able to carry this table. ( bu masayı taşıyabilirim.)

You aren't able to carry this table. ( bu masayı taşıyamazsın.)

Is he able to carry this table. ( bu masayı taşıyabilir misin?)

* Bu yapıda -can- sadece Geniş zamanda kullanılabilir.

* Gelecek zaman -Will be able-

She will be able to drive a car. ( O bir araba sürebilecek.)

-can- gelecek zamanda kullanılmamasına rağmen, gelecekte yapılabilecek bir iş için şimdiden karar verilmesi halinde -can- kullanılabilir.

They can fnish the work, tomorrow. ( Yarın işi bitirebilirler.)

* Geçmiş Zaman: -Could / was (were) able- , -Couldn't / wasn't (weren't) able to-.

Geçmiş zamanda bir hareketin yapılabilmesi için yeterli güç ve yeteneğe sahip oluşu ve ya olmayışı ifade etmek için kullanılır. Bu yapıda dikkat edilmesi gereken -could- ile yapılan cümleler yetenegin devamlı olarak devam ettiği, --was(were) able- yapısında ise yeteneğin bir defalık olduğu ifade etmektedir.

She could run 30 kilometers. ( O, 30 kilometre koşabilirdi.) ( her zaman için böyle bir güçü vardı)
She was able to run 30 kilometers. ( O, 30 kilometre koşabildi.) ( Bir defasında böyle bir güçü vardı)
Were they able to run 30 kilometers. ( Onlar 30 kilometre koşabildi mi?)
Could they run 30 kilometers. ( Onlar 30 kilometre koşabilirler miydi?)
She wasn't able to run 30 kilometers. ( O, 30 kilometre koşamadı.)
She couldn't run 30 kilometers. ( O, 30 kilometre koşamazdı.)

-Could- Diğer Kullanım alanları.

* Could you...? - Couldn't you...? : Nazik bir istek cümlesi.

Could you open the window.? - Acaba pencereyi açabilirmisiniz.?
Couldn't you open the window.? - Acaba pencereyi açamazmısınız.?

* (Could+Have+v3) Bu yapıyla yapılan cümleler eylemin gerçekleşmemiş olduğu anlamını verir.

She could have gone to school. She wasn't very ill. - (Çok hasta değildi. Okula gidebilirdi.(ama gitmedi))

2. İzin Belirtme:

Bu yapı -may- ile yapılan izin ifadeleriyle aynıdır. Bu yapıda yapılan soru cümlelerinde ki anlam farklılıkları aşağıda belirtilmiştir.

She can sit at my table. ( masama oturabilir. - izin veriyorum)

May I use your pen? - ( Kaleminizi kullanabilirmiyim?) ( Daha kibar ve resmi bir soru)
Can I use your pen? - ( Kaleminizi kullanabilirmiyim?) ( Daha Samimi bir soru)

3. Olasılık Belirtmede.

You can be a good nurse. ( İyi bir hemşire olabilirsin.)

* Olasılık belirtmede -could be- , -may be- , -might be- aynı anlamları verir.

He may be in the office. ( Ofiste olabilir) - ( belki ofistedir)
He might be in the office. ( Ofiste olabilir) - ( belki ofistedir)
He could be in the office. ( Ofiste olabilir) - ( belki ofistedir)

* Olumsuz cümlelerde -could- ile -may (might)- farklı anlamlar verir.

He may not be in the office. ( Ofiste olmayabilir) -(Ofiste olmayışı mühtemel)
He might not be in the office. ( Ofiste olmayabilir) - (Ofiste olmayışı mühtemel)
He could not be in the office. ( Ofiste Olamaz) - (Ofiste olma ihtimali yoktur.)


Modallar Modals 2

MODALS - KİPLER - BÖLÜM 2

////////////////////////////////////////////////////


OUGHT TO
DARE
USED TO
Shall - Should
Will - Would
Had Better
BE TO

////////////////////////////////////////////////////

OUGHT ( ot ) : (meli, malı) - (Mecburiyet, yükümlülük ve nasihat)

Bir yardımcı fiil olan ought şahışlara göre ek almaz, olumsuz cümlelerde -not- ile kaynaşarak -oughtn't- olur. Soru cümlelerinde ise cümle başına getirilir. Şimdiki zaman, gelecek zaman ve geçmiş zaman cümlelerinde kullanılabilir.

OUGHT to yapısının -must- ve - have to- yapılarından farkı, eylemin yapılmasının bir görev, doğru olanın bu olduğu ifadelerinde kullanılır.

You ought to help your brothers. ( kardeşlerine yardım etmelisin.)
You oughtn’t to eat so much. ( bu kadar fazla yememelisin.)
Ought I to visit him. ( onu ziyaret etmelimiyim?)

* (ought to+Have+V3) bu yapıda ihmal edilerek yapılmayan bir eylemi ifade eder.

She ought to have helped him. ( ona yardım etmeliydi)

////////////////////////////////////////////////////

DARE: (der) ( Cesaret etmek)

-Dare- olumlu cümlelerde esas fiil gibi kullanılır. Soru ve olumsuz cümlelerde hem esas fiil gibi hemde yardımcı fiil gibi kullanılabilir.


Does she dare to shout at me. ( Bana bağırmaya cesaret edebilir mi?)
Dare she shout at me. ( Bana bağırmaya cesaret edebilir mi?)
She dared not shout at me. ( Bana bağırmaya cesaret edemedi.)
She dare not ( daren't) shout at me. ( Bana bağırmaya cesaret edemez.)

////////////////////////////////////////////////////

USED TO : (yuzd)

-used to + V1- bu yapıda geçmişte yapılan fakat artık yapılmayan alışkanlıkları, tekrarlanan eylemleri, davranışlar ifade eder. Sadece geçmiş zaman şekli vardır, her şahıs için - used- kullanılır, olumsuz halde -not ile kaynaşarak -usedn't- halini alır. Soru cümlelerinde -used- cümle başına gelir.

He often used to play tennis. ( O sık sık tenis oynardı)
He usedn't to play tennis. ( O Tenis oynamazdı)
Used he to play tennsi. ( O tenis oynar mıydı?)

* Did kullanılarak olumsuz ve soru cümleleri yapılabilir. Bu durumda -used- daki geçmiş zaman eki -ed- kalkar ve -use- kullanılır.

He didn't use to play tennis. ( O Tenis oynamazdı)
Did he use to play tennsi. ( O tenis oynar mıydı?)

* Be used to : Alışık olma anlamını veriri

I am not used to waiting in queuse. ( kuyrukta beklemeye alışık değilim.)
You will be used to waiting in queuse. ( kuyrukta beklemeye alışacak.)
He wasn't used to waiting in queuse. ( kuyrukta beklemeye alışık değildi.)

* Get used to : Alışmak anlamında kullanılır.

I get used to waiting in queuse. ( kuyrukta beklemeye alıştım.)

////////////////////////////////////////////////////

Shall - Should

Shall : bir yardımcı fiildir, gelecek zamanda I ve We sahış zamirleri ile birlikte kullanılır.

I shall see my parent tomorrow . ( yarın ebeveynlerimi göreceğim)

Burada Shall yerine Will yardımcı fiili kullanılırsa O söyleyenini o eylemi yapmaya niyetli olduğu ifade eder.

I will see my parent tomorrow . ( yarın ebeveynlerimi göreceğim)

* Shall yardımcı fiili -I ve We- sahış zamirleri dışında kullanılırsa, Bir tehdit veya Vaat anlamını verir.

You shall get extra money. ( ek ücret alacaksınız) (vaat)

You shall be punished. (cezalandırılacaksın) ( tehdit)

* Shall ile yapılan sorular Kibar bir şekilde öneri (teklif) yapma ya da istekte bulunma anlamı verir.

Shall we dance ? (Dans edelim mi ?)

Yukardaki cümlenin Türkçe karşılığı ( dans edecekmiyiz?) olmalı, ama Shall' in bu yapıda verdiği anlam bu değildir.

Should : shall geçmiş zaman (past hali) halidir, Bu past hali sadece nakledilen sözlerde kullanılır.

he said he should eat the cake. ( keki yiyecegini söyledi)

* Shall ile fikir ve ögüt sormak yapılan sorularda Should kullanılabilir.

Shall I wash the dishes? - (Bulaşığı yıkayayım mı?)
Should I wash the dishes? - (Bulaşığı yıkayayım mı?)

* Should ile bir eylemin yapılmasının doğru bir davranış, bir görev olduğu anlamını vermek içinde kullanılır. Bu anlamda -ought to- ile aynı anlamdadır

you ought to help your elders. ( büyüklerinize yardım etmelisiniz.)
you Should help your elders. ( büyüklerinize yardım etmelisiniz.)

* Should+Have+V3 , bu yapıda doğru bir davranış veya bir görevin yapılmamış olduğunu ifade etmek için kullanılır.

He should have helped his elders. ( O, Büyüklerine yardım etmiş olmalıydı)

* In case yapısında kullanılan should, eylemin olma ihtimalinin çok düşük olduğu alamını verir.

I'll shut the window In case it should rain. (Pencereyi kapatacağım, yağmur yağabilir diye)

* If I were you ( senin yerinde olsaydım) bu yapıda -should- kullanılır.

I fI were you, I should go with them. ( yerinde olsaydım, onlarla gidersim)

////////////////////////////////////////////////////

Will - Would

-Will- Bir yardımcı filldir, Gelecek zaman cümlelerinde kullanılır.

Gelecek zaman cümlelerinde -I- ve -We- Şahıs zamirleri ile -Shall- diğer şahıslarda -will- kullanılır. Ama Soru cümleleri hariç -I- ve -We- dahil olmak üzere tüm şahıslarda -will- kullanılması yaygın hale gelmiştir.

Will You ?:

Bu yapıyla yapılan soru cümleleri ile istek belirtme veya emir verme anlamı vardır

Will you Turn off your TV. - ( Televizyonunu kapatırmısın).

Would - Geçmişte alışkanlık hale gelen eylemleri ifade etmek için kullanılır. Bu yapı -used to- ile aynı anlamdadır.

They would go to the cinema on sunday. (Pazar günleri sinemaya giderlerdi.)
They used to go to the cinema on sunday. (Pazar günleri sinemaya giderlerdi.)

Would You Like?: Çok kibar istek ya da davet bildirir.

Would you like some coffee? - (Biraz kahve ister misiniz?)

* Would Like: Kibar bir istek (talep) belirtir.

I would like a cup of coffee. ( Bir fincan kahve istiyorum)
I'd like a cup of coffee. ( Bir fincan kahve istiyorum)

////////////////////////////////////////////////////

Had Better :

Tercih, tavsiye ve uyarı bildirir, -olsa iyi olur, daha iyi olur, iyisimi- şeklinde bir anlamlar verir. Üçüncü tekil şahısta “s” takısı almaz.

We had better get up early.- (Erken kalksak daha iyi olur.)
I’d better go. - (Gitsem iyi olacak.)
Had we better let him know? - (Ona haber versek iyi olur mu?)

////////////////////////////////////////////////////

BE TO (AM / IS / ARE + TO – INFINITIVE)

1 ...mektir: Görev ya da emir

My duty is to teach English. (Görevim İngilizce öğretmektir.)

2. ...ecek, ...acak (Shall=Will): Gelecekte planlanmış bir eylem

I am to visit my parents..(Anne ve Babamı ziyaret edecem..)

3. Geçmişte planlanmış bir eylem ( was to, were to)

We were to buy a house in the near future. - (Yakın bir zamanda ev almayı planladık.)

4. Şart cümlelerinde

If you are to pass your class, you must work harder. - (Sınıfını geçmen için daha çok çalışmalısın.)

*
Academics Art History  Blogs - BlogCatalog Blog DirectoryAcademics Blogs - Blog Top Sites